Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/223
K: 1987/719
T: 14.10.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "Sataşmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ANKARA Asliye 4. Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.4.1984 gün ve 1981/96 - 1984/203 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16.5.1985 gün ve 1984/3575 - 1985/1675 sayılı ilamı: (... Taraflar arasında kurulmuş bulunan Ankara Metrosu Sıhhiye İstasyonu inşaatına ait 27.8.1980 tarihli sözleşmenin 7. maddesinin son cümlesinde aynen "sözleşmenin akdinden sonra idare sözleşmenin yürürlüğe girdiğini yazılı olarak müteahhide tebliğ edecektir" hükmü yer almaktadır. Açıkça görülmektedir ki akdin uygulamaya konulması belirsiz bir süreye ve yazılı tebligatça bağlı tutulmuştur. Diğer bir deyimle, davalı idare sözleşmenin yürürlüğe girdiğini yazılı olarak davacıya bildirmedikçe yüklenicinin imalat ve ihzarata başlamasına olanak yoktur. Bu şekilde imza edilen sözleşmenin şarta bağlı bir akit niteliği taşıdığı ortadadır. Çünkü burada (sözleşme kurulurken) sonradan gerçekleşebilecek bir olayın varlığı amaçlanmış, ifa zamanı ilerde şüpheli bir işlemin ortaya çıkmasına bağlanmıştır. (A. Von Tuhr Cevat Edege Tercümesi, Yargıtay No: 15, sh. 738, K. Tunçomağ T. Borçlar Hukuku 1976, sh. 994).
Türk Borçlar Kanunununda erteleyici (taliki) ve bozucu (infisahi) olmak üzere iki türlü şart düzenlenmiştir. Yukarıda sözü edilen sözleşmedeki şartın erteleyici (taliki) bir şart özelliğini taşıdığı kuşkusuzdur. Gerçekten BK. 149. maddesi gereğince bir bağıtın konusunu oluşturan borcun varlığı şüpheli bir olayın gerçekleşmesine bağlı şekilde ertelenmişse, bağıt şartlı olacağından ancak şartın gerçekleşmesi anından itibaren hüküm ifade edecektir. dava açık bir deyimle taraflar arasında bir sözleşme yapılmıştır; fakat sözleşme hükümlerinin uygulanması şartın gerçekleşmesine bağlı tutulduğu için bu aşamada taraflar her nevi tasarrufttan kaçınmakla yükümlüdür. O kadar ki, ilerde şart gerçekleşirse bile şartın askıda olduğu devre zarfında yapılan bütün yeni tasarruflar dahi bu şartın hükümlerini ihlal ettiği oranda geçersiz sayılması gerekir (BK. 150. madde ve bu konuda A. Von Tuhr yukarıda anılan eser sh. 751).
Olayda anılan erteleyici şart gereğince davalı işletme sözleşmenin yürürlüğe girdiğini davacı yüklenicilere yazılı olarak tebliğ etmiş değildir. O halde şart gerçekleşmediği için, taraflarca uyulması ve uygulanması gereken sözleşme hükümlerinden söz edilemez. Böyle olunca da davacı yüklenicilerin yaptıkları, imalat ve ihzaratın, vekaleti olmaksızın başkası hesabına tasarruf çerçevesinde değerlendirilmesi ve uyuşmazlığın BK. 410. ve bunu izleyen maddeler hükümleri içinde çözümlenmesi gerekir. Bu cümleden olarak, davacıların her şeyden önce tedbirli bir iş adamı olarak yaptıkları imalat ve ihzaratın, davalının yararına ve onun tahmin olunan ve gerçekleşmesi mümkün bulunan maksadına göre yerine getirmelerinin zorunluğu ortaya çıkar. Kuşkusuz BK. 413. maddede belirtildiği üzere davacılar ancak hal icabına göre zaruri ve faydalı bulunan bütün masraflarını isteyebileceklerdir. O halde mahkemece yapılacak iş, dava konusu olan imalat ve ihzaratın durumunu ve bu açıdan incelemek, özellikle bilirkişi raporunda sözü edilen ihzaratın akıbetini tesbit etmek hem ihzaratın, hem de imalatın (hafriyatın) davalı açısından zaruri ve faydalı olup olmadığını saptamak, anılan esaslar çerçevesinde davacının müstehak olacağı alacak miktarı kadar avans teminat mektubunun iadesine karar vermek olmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Sözleşmenin 7. maddesi ile "sözleşmenin akdinden sonra idare sözleşmenin yürürlüğe girdiğini yazılı olarak müteahhide tebliğ edecektir" hükmü öngörülmüş olup olayda bu koşulun gerçekleşmemiş bulunması itibariyle uyuşmazlıkta uygulanacak nitelikte bir sözleşmenin varlığından söz edilemeyeceğine göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. O halde direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 14.10.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini