 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/206
K: 1987/722
T: 14.10.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "iptal" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 4.6.1985 gün ve 181-442 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 10.7.1985 gün ve 7738-7474 sayılı ilamıyle; (2821 sayılı Sendikalar Kanunu'na göre, sendika zorunlu organlarında görev alınabilmesi için öncelikle o işkolunda geçerli bir sendika üyeliğinin mevcut olması gerekmektedir. Aynı Kanun'un 22. maddesi hükmüne göre, işçi ve işverenler, aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olmazlar, birden çok sendikaya üye olunması halinde tüm üyelikler geçersiz sayılır. Sendika üyelikleri geçersiz olunca, zorunlu organlardaki görevlerinde geçersiz olması gerekecektir.
Buradaki "aynı işkolunda" sözcükleri işçi ve işverenin ayrı işkolundaki sendikalara üye olabileceklerine yer verecek bir anlam taşımayıp, bu ifade bir işyerinde ayrı ayrı işkolunda kurulu sendikalarının faaliyet gösteremeyecekleri kuralının bir gereği olarak kullanılmıştır. Nitekim 22. maddenin 2. fıkrasının bir "işyerindeki işçiler yardımcı işte çalışsalar bile ancak işyerinin bağlı olduğu işkolunda kurulu sendikaya üye olabilirler" şeklindeki hükmü, bu düşünceyi doğrulamaktadır. Bundan başka bu anlam, Sendikalar Kanunu'nun 22. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinden başka, Anayasa'nın 51. maddesinin 5. fıkrasındaki "işçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamazlar" ifadesine de uygundur. Bu itibarla bir işçi ister aynı işkolunda, ister ayrı işkolunda olsun birden çok sendikaya üye olamayacaktır.
Olayda, ismi geçen kişilerin ayrı ayrı işkollarında kurulu bulunan birden çok sendikaya üye oldukları ve Sendikalar Kanunu'nun Geçici 2. maddesinde öngörülen süre içinde ve hatta Bakanlıkça yapılan ikaz üzerine de bir tercih yapmadıkları, böylece halen aynı zamanda birden çok sendika üyeliklerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumun yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı olduğu açıktır.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : 1 - Direnme kararını temyiz eden davalı.. Sendikası vekili ilk kararı temyiz etmemiş olduğundan, aynı doğrultuda verilmiş olan direnme kararını temyiz etmeye hakkı yoktur.Bu nedenlerle, davalı sendika vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2 - Davacının temyizine gelince:
Davanın devamı sırasında, davalı sendika yöneticileri, sendikalardan ayrılmış oldukları anlaşılmaktadır. Bu yeni durum karşısında işbu davanın görülmesinde hukuki yarar kalmamıştır. Davanın bu nedenle reddi gerekirken esasa girilerek reddedilmesi isabetsizdir. Ancak neticeten dava reddedildiğine göre sonucu itibariyle doğru olan karar onanmalıdır. Bu nedenle, red kararı sonucu bakımından doğru olmaktadır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı :
1 - Davalı... Sendikası vekilinin temyiz dilekçesinin (Reddine)
2 - Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı sonucu itibariyle doğru olan direnme kararının ONANMASINA, 14.10.1987 günü oybirliğiyle karar verildi.