 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1987/1-25
K: 1987/669
T: 23.9.1987
743/m.933
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Serik Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 10.6.1985 gün ve 1983/333 - 1985/370 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
( ...Davacıların kayden maliki bulundukları 70 parsel sayılı taşınmazın dava konusu 10275 metrekarelik bölümünün 5.10.1976 tasdik tarihli imar planı esas alınıp, 1164 sayılı yasanın 2. maddesinde belirtilen amaçların gerçekleştirilmesi için aynı yasanın 9. maddesi gereğince davalılardan arsa ofisi genel müdürlüğü adına kamulaştırıldığı ve kamulaştırma işleminin iptali istemi ile kayıt maliki davacılar tarafından Danıştay'da açılan davanın varlığına rağmen Serik Asliye Hukuk Mahkemesince 6830 sayılı yasanın 16. maddesine dayanılarak verilen tescil kararıyla çekişmeli bölümün tapuya tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar, dava konusu yerin, tapuya tesciline esas alınan kamulaştırma işlemini iptal ettirdiklerini böylece tescilinin dayanağının ortadan kalktığını ileri sürerek işbu tapu iptal ve tescil davasını açmışlardır. Gerçekten kamulaştırma işleminin iptali istemi ile açılan davayı inceleyen Danıştay 6. Dairesince 5.10.1976 tarihli imar planının ve anılan plan esas alınarak nizalı yer hakkında yapılan kamulaştırma işleminin iptaline karar verilmiş, 10.3.1982 gün 4169/445 sayılı karar kesinleşmiştir. Bilindiği üzere kamulaştırma işleminin Danıştayca iptali cihetine gidilmesi ve bu kararın kesinleşmesi sonucu tapudaki tescil işlemi hukukî sebebini kaybeder, bu tescil işlemi öncesini kapsamak suretiyle yolsuz tescil niteliğini alır. Bu takdirde hak sahibi kişiler tapu kütüğündeki kaydın kendi adlarına düzeltilmesi davası açma hakkını kazanırlar. Her ne kadar olayda Danıştay'da açılan iptal davasına rağmen Serik Asliye Hukuk Mahkemesince 6830 sayılı yasanın 16. maddesine dayalı olarak verilmiş bir tescil kararı mevcut ise de, 24.12.1979 tarih 288/470 sayılı bu karar taraflarına usulünce tebliğ edilip kesinleştirilmiş değildir. Ayrıca dava görülmekte iken yeni bir imar planı hazırlanarak İmar ve İskan Bakanlığınca onanmış olması, idari yargı yerinde hükmen iptal edilip ortadan kaldırılan önceki kamulaştırma işlemini geçerli hale getirmez. Ancak, yeni imar planına ve değişen şartlara göre yeni bir kamulaştırma işleminin yapılmasını gerekli kılar.
Öte yandan davalı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünden dava konusu taşınmazı kayda dayanarak satış yoluyla iktisap eden diğer davalı yapı kooperatifi, işin başından beri davacıların Danıştay'da iptal davası açtıklarını bilen ya da bilmesi gereken bir yapı kooperatifidir. Esasen davalı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü kamulaştırma işlemine diğer davalı yapı kooperatifinin amaçlarının gerçekleşmesi için başvurmuştur. Hal böyle olunca, davalılardan yapı kooperatifinin M.K.nun 931. maddesi hükmü koruyuculuğu altında bulunduğunu kabul etmek olanağı da yoktur. Belirtilen yönler davacılar vekilinin karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşılmış olmakla:
HUMK.'nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme isteminin kabulüne ve dairenin yanılgılı değerlendirmeye dayanan 15.11.1985 tarih 12492/12730 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına,
Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.6.1985 tarih 333/370 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü bozulmasına... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili Av.Nuri Güven
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, bozmada oybirliği, nedeninde oyçokluğu ile karar verildi.