 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/94
K: 1987/237
T: 27.04.1987
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Cemalettin'in TCK.nun 492/1, 62, 522, (Sarıyer Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 10.7.1985 gün ve 286/200 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükmüde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 14.5.1986 gün 579/255 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 25.2.1987 gün ve 6-6820 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hırsızlık suçundan sanık Cemalettin'in TCK.nun 492/1, 62, 522, 40, 493/1. 522, 525. maddeleri gereğince 4 yıl hapis ile genel güvenlik gözetimi altında bulundurulması ve 8 ay hapis, bu kadar süre genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmasına ilişkin hükmü, Özel Daire;
1 - Mağdure Banu'nun evinden yapılan hırsızlıkta, mahallinde keşif yapılarak kırılan kapı kilidinin sağlam maddelerle ve muhkem suretle yapılıp yapılmadığı saptanıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gereğinin düşünülmemesi,
2 - Mağdur Cahit'in evinden yapılan hırsızlık eksik kalkışma aşamasında kalmış olmasına göre sanığın çalmak istediği para veya eşya miktarı belirlenmemiş olmasına rağmen "kuşkudan sanık yararlanır" genel ilkesi uyarınca TCK.nun 522. maddesinin pek hafif değere ilişkin hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3 - Mağdure Banu'nun evinden alınan altın eşyaların niteliği açıklattırılarak bilirkişi marifeti ile suç tarihindeki değeri saptandıktan sonra TCK.nun 522, maddesinin uygulanması gerekirken mağdurun beyanının esas alınması,
4 - TCK.nun 522. maddesi ile uygulama yapılırken gerekçesi gösterilmeden ve takdire dayanıldığı da belirtilmeden en üst oranda artırma yapılması) isabetsizliklerinden bozmuş,
Yerel Mahkeme ise:
(Bozmanın 2 numaralı maddesine karşı eski kararımızda direnmek zorunluğu doğmuştur. Hırsızlık suçlarına noksan kalkışma durumlarında TCK.nun 522. maddesinin uygulanması gerektiği görüşü kabul edilse bile, olayda çalınmak istenen şeylerin neler olduğunu belirtmeğe yardım edecek somut veriler elde edilmiş olması gerektiği düşünülmüştür. Örneğin, hırsızın çalmak istediği şeyleri bir bavulun yada bohçanın içine koyması yada hiç değilse bunları toplayıp bir araya getirmesi gibi bir olgu bulunmalıdır ki, mahkeme onun neleri çalmaya kalkıştığını anlayıp buna göre bir değer belirlenmesi yapabilsin, Yada örneğin, hırsızın açtığı kasada, elini soktuğu cepteki para miktarları gibi somut değerler gözönüne alınıp bir takdire gidilebilsin,
Böyle verilerin hiç birinin elde edilemediği, hırsızın soymak için girdiği evde hiç bir şeye el süremeden bir divan altında yakalandığı dava konusu olaydaki gibi durumlarda TCK.nun 522. maddesinin uygulama koşullarının da söz konusu olmayacağı) gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Direnme açıklanan 2 numaralı bozma sebebine, ilişkindir. Dosya ve incelenen delillere göre;
27.5.1985 olay gecesi sanık müştekinin evine hırsızlık maksadıyla girmiş, şüphelenen müştekinin evi kontrolü üzerine somya altına saklanmış vaziyette henüz bir şey çalmaya fırsat bulamadan yakalanmıştır. Sanığın hırsızlık amacıyla girdiği evde ne çalacağı bilinmemektedir. Bu sebeple sanığın hangi deredeki mal üzerinde hırsızlık suçunu işleyeceği söylenemez. Hırsızlık eyleminde değere ilişkin bir saptama yapılamadığına göre, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanık hakkında TCK.nun 522. maddesi hükmü pek hafif değer ölçüsüne göre uygulanmak gerekir.
Bu itibarla isabet görülmeyen yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, tebliğnamedeki istem gibi iki numaralı bozma kararına vaki direnme hükmünün BOZULMASINA, Yerel Mahkemece uyulan kısımlar hakkında temyiz incelenmesi yapılmak üzere dosyanın 6. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere C. Başsavcılığı'na tevdiine, 27.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.