 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/92
K: 1987/169
T: 30.03.1987
DAVA : 1475 sayılı İş Kanununa muhalefet suçundan sanık Ferhat Çeşnial'ın mahkumiyetine dair Beyşehir Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 14.10.1986 gün ve 87/145 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince incelenerek bozulmuştur.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 14.1.1987 gün ve 243/3 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 20.2.1987 gün ve 9-996 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1475 sayılı yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Ferhat Çeşnial'ın, anılan yasanın 105/2. maddesi gereğince üç yıl hapis ve 300.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmü, Özel Daire:
(... Sanığın, dış ülkelerde işbulma gibi bir düşünceden ziyade, muhataplarının kul ve saffetinden yararlanarak haksız menfaat sağlamak maksadıyla hareket ettiği anlaşıldığından, eyleminin TCK.nun 503. maddesi kapsamında mütalaa edilip, tartışılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi) isabetsizliğinden bozmuş:
Yerel Mahkeme ise:
(Olayımızda olduğu gibi sanıkların haksız menfaat sağlamak amacıyla, müştekilerin hulus ve saffetinden yararlanarak da olsa, onlardan para, pasaport, nüfus cüzdanı gibi belgeleri almaları, işçilere işbulma amacıyla çalışmalara başladıkları gösterir. Kanaatimizce, bu tür çalışmaya başlamak ile, bu kişiler adına pasaport çıkarmak, vize yaptırmak arasında herhangi bir fark yoktur. Sanığın eylemi, bu nedenle dolandırıcılık değil, özel bir yasa olan 1475 sayılı yasanın 105/2. maddesine aykırı davranışta bulunmak suçunu oluşturur) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
1475 sayılı İş Kanununun 85. maddesiyle "işçilere iş ve işlere işçi bulmak için kazanç amacıyla çalışılması veya özel büro açılması" yasaklanmış; bu maddeye aykırı şekilde çalışan veya "özel büro açan" kişilerin eylemleri, anılan yasanın 105. maddesinde müeyyideye bağlanmıştır.
Başka bir deyişle, 1475 sayılı yasaya aykırı davranışta bulunmak suçunun oluşabilmesi için, sanıkların dış ülkelere işçi göndermek maksadıyla çalışma ve faaliyetlerde bulunduklarının veya büro açtıklarının tesbiti gerekir.
Olayımızda da, bu maksatla büro açtığı yolunda herhangi bir delil ve iddia bulunmayan sanık, "Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde bulunan sanayi işletmelerinde çalıştıracağı" vaadi ile kandırdığı mağdurlardan, VİZE işlemlerini yaptıracağından bahisle pasaport ve resimleriyle birlikte, muhtelif miktarlarda para almış, aylar sonra yapılan şikayet üzerinde yakalanmıştır.
Dosya içerisinde sanığın, müştekileri dış ülkelere göndererek için, pasaport çıkartmak, vize işlemlerini yaptırmak, işverenlerle muhaberede bulunmak, mukavele imzalatmak gibi "çalma" sayılabilecek herhangi bir faaliyette bulunduğunu gösterir delil mevcut değildir.
Dosya içeriğinden, mağdurlara dış ülkelerde gerçekten iş bulma gibi bir düşünce ile de onların hulus ve saffetinden yararlanarak, haksız menfaat sağlamak maksadıyla hareket ettiği anlaşılan sanığın eyleminin, TCK.nun 503. maddesi kapsamında mütelaa edilmesinde zorunluluk bulunduğundan, sanık vekilinin temyiz isteminin bu nedenle kabulü ile, direnme hükmünün bozmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedeni ve tutuklama tarihi gözönünde tutularak sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değilse salıverilmesinin mahalline telle bildirilmesi için C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 30.3.1987 gününde ve oybirliği ile karar verildi.