 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/504
K: 1988/6
T: 01.02.1988
DAVA : Ülker'i parasına tamaen öldürmekten sanık Ferat'ın hükümlülüğüne dair, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.12.1985 gün ve 92/246 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesincee incelenerek 25.6.1986 gün ve 1833/2635 sayılı ilamıyla bozulmuştur.
C. Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire bozma kararının kaldırılarak hüküm onanmasını isteyen 6.11.1987 gün ve 153 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Bir suçu hazırlamak ve kolaylaştırmak için adam öldürmek ve hırsızlık suçlarından sanık Ferat'ın TCK.nun 450/1. maddesi uyarınca idam cezasıyla cezalandırılmasına TCK.nun 78. madde uyarınca hırsızlıktan ceza tayinine yer olmadığına oluşa göre sanık hakkında TCK.nun 59. maddenin de uygulanmasına yer olmadığına ilişkin hükmü inceleyen Özel Daire itirazları reddederek "Ancak olayı açıklığa kavuşturacak yeterli şahadet ve delilin mevcut olmaması suçun sübutunun ve özellikle vasfının tayininin sanığın ikrarına müstenit bulunmasına göre sanık hakkında TCK.nun 59. maddesi ile tatbikat yapmak gerekirken bundan zuhul edilmesi" isabetsizliğiyle bozmuştur.
C.Başsavcılığı ise; özetle (dosya içeriğine mevcut delillere göre suçun sübut ve vasfında bir tereddüt bulunmamaktadır. Nitekim Özel Daire 26.3.1985 gün ve 607/1293 sayılı bozma ilamında bu hususu açıkca kabul etmiştir. Aynı zamanda suçun işleniş şekline göre de sanığın çalıştığı yerde soruşturma yaptıkları sanığın, işyerindekilere elini cam kestiğinden acil servise gideceğini söyleyip izin alıp gittiğini öğrenmeleriyle iyice şüphelenip evini bilen birini izin alıp gittiğini öğrenmeleriyle iyice şüphelenip evini bilen birini de oradan alarak Abidinpaşa Semtindeki evine gelip aradıkları fakat bulamadıkları Polisin bu evde karakol kurup beklemeye başladığından aynı gün gece geç vakitlerde onu yakaladıkları,
Sanığın suçta kullandığı ve Makbule'ye ait evden aldığı bıçağı Makbule ile aynı evde kalan Aysel'in teşhis ettikleri ve setteki bıçağın iki günden beri kayıp olduğunu söyledikleri yapılan karşılaştırmada ise bıçağın setteki yerine uyduğu,
Açıklanan ve kabul edilen bu oluş tarzının ikrara dayandığı bu konuda görgü tanığı bulunmadığı görülmüştür.
Olayı açıklığa çıkartacak yeterli şahadet ve delil bulunmadığı gibi suç vasfı hususunda ikrardan başka herhangi bir delilde bulunmamaktadır. Sanık üzerine atılan suçta, lehine en ziyade olacak şartları oluşturmak ve kabul ettirmek imkanı ve iktidarında iken böyle yapmamış ikrarı ile suçun sübutuna yardımcı olmuş, ayrıca ve özellikle kendisi için en ağır cezayı gerektirecek şekilde suç vasfını da ortaya koymuştur. Bu itibarla takdiri indirimde sınırsız sebepleri benimsenmiş olan yasa koyucunun iradesi doğrultusunda TCK.nun 59. maddenin uygulanmakı olaya hak ve adalete daha uygun olacaktır. Bu nedenle itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının reddine 1.2.1988 gününde 2/3'yi geçen çoğunlukla karar verildi.