 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/493
K: 1988/129
T: 18.03.1988
DAVA : 1918 Sayılı Yasaya aykırı davranıştan sanık Erol Canay'ın hükümlülüğüne dair Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 5.6.1985 gün ve 654-550 sayılı karar, katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7.Ceza Dairesince bozulmuştur.
Direnmeye dair aynı mahkemeden verilen 26.2.1987 gün ve 230-105 sayılı son kararın Yargıtay'ca incelenmesi, katılan vekilince istenilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının onama isteyen 27.10.1987 gün ve 7/6830 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1918 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık EROL CANAY'ın, TCK.nun 276/1, 647 sayılı yasanın 4. maddeleri gereğince 10.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükmü, Özel Daire:
(Sanığın gümrük idaresince kendisine teslim edilen dava konusu yabancı menşeli otomobilin ele geçirilmeyen bir kısım parçalarını söküp sattığı kanıtlanmasına göre müsnet kaçakçılık suçunu oluşturan ve bu eylemine uyan 1918 sayılı Yasanın 25/3-A maddesi yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde yedieminliği kötüye kullandığından bahisle TCK.nun 276/1. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuş.
Yerel mahkeme ise; (Olayda kaçakçılık suçunun unsurları bulunmakta ve suç TCK.nun 276. maddesi kapsamına girmektedir) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosya içeriğine göre;
20.8.1975 tarihinde Ali Bayrak adlı şahıs tarafından İzmit Gümrük Müdürlüğüne edilen 1967 marka binek otomobili yediemin olarak sanığa verilmiş, 3.7.1981 günü yapılan tasbitte CİF değeri 5800, rayiç değeri 12.000 lira olan "karbüratör, şanzıman, koltuklar, direksiyon simidi, gösterge tablosu ve dört adet tekerlek'in araba üzerinde bulunmadığı belirlenmiştir.
1918 sayılı Yasanın 31. maddesinde "kaçakçılık münasebeti ile Türk Ceza Kanununda yazılı sair bir cürüm işleyenler hakkında içtima kaidesi tatbik olunmaksızın her cürmün cezası ayrı ayrı hükmolunur", 58. maddesinde "Bu kanun hükümlerine muhalefet edenler hakkında yapılacak tahkikat ve takibat, 3005 sayılı kanunun birinci maddesinin (a) bendindeki mahal ve aynı kanunun 4. maddesinde yazılı zaman kayıtlarına bakılmaksızın mezkur kanun hükümlerine tevfikan icra olunur. Maznunların duruşma sırasında diğer bir suçu olduğu anlaşılsa bile bu hal davaların birleştirilmesine sebep teşkil etmez" hükümlerine yer verilmiştir.
Sanık hakkında 1918 sayılı yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan ve anılan kanunun 25/2-3. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açılmış bulunmasına göre: suç konusu otonun usulüne uygun şekilde ve süresinde gümrüğe terk edilip edilmediği, dolayısıyla "kaçak" sayılıp sayılmayacağı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilme gerekirken "Kaçakcılık" suçundan açılacak kamu davasında başka suça dönüşebilmesi kabul edilerek sanığın "Yedieminlik görevini kötüye kullanmak" suçundan mahkumiyetine karar verilmesi açıklanan yasa hükümlerine aykarı olduğundan, Hazine Avukatının temyiz isteminin bu nedenle kabulu ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme aykırı şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, 18.3.1988 gününde ve oybirliği ile karar verildi.