 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/486
K: 1988/52
T: 22.02.1988
DAVA : 1918 Sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmaktan sanıklar Mehmet Hattat ve arkadaşları hakkında yapılan yargılama sonunda; haklarındaki kamu davasının ortadan kaldırılmasına dair Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 6.3.1986 gün ve 179-18 sayılı hüküm, katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 8.9.1987 gün ve 6256-10601 sayılı ilamı ile onanmıştır.
C.Başsavcılığının; CMUK.nun 322. maddesince Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulmasını isteyen 23.10.1987 gün ve 143 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Toplu kaçakçılık suçundan sanık Mehmet Hattat ve sekiz arkadışının yargılamaları sonunda "sanıkların eylemleri 1918 sayılı kanuna 3217 sayılı kanunla eklenen 9. maddeye temas eder nitelikte ve sadece ağır para cezasını gerektirir suç olup, suç tarihinden bu yana 7, 5 seneden fazla bir zaman geçtiği gözönünde tutularak sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA ilişkin karar Özel Dairece incelenerek onanmıştır.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığınca:
(Sundurmaya alınan 360 model ford marka 63 adet ve 6600 model 220 adet olmak üzere toplam 283 adet traktör, gümrük vergi ve resimleri ödenmeden sundurmadan alınarak 268 adedi faturalı, 15 adedi faturasız olmak üzere muhtelif kimselere satılmıştır.
Mahalli Mahkemece 1918 Sayılı Yasanın Ek 9 ve TCK. 102/4, 104/2.maddeleri gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verildiği halde, 1918 Sayılı Yasaya eklenen Ek 9. madde gereği traktörlerin müsaderesine karar verilmemiştir.
Hazine vekili temyiz dilekçesinde bu hususu ileri sürmüşse de, temyiz incelemesi sonunda itirazların tümü reddedildiğinden, Özel Daire onama kararının kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Dosya içeriğine göre;
Tekirdağ C.Başsavcılığının 23.1.1979 gün ve 61 sayılı iddianame ve 10.8.1979 tarihli ek iddianamesiyle:
(Sanıklardan Mehmet Hattat'ın HEMA Traktör Sanayii ve Ticaret A.Ş.nin Yönetim Kurulu Üyesi olduğu, şirket adına traktör ithalatı ile ilgili işlemleri bireysel olarak yürütmekle ve bu şirketin ithal edeceği tarktörlerin konulmasına ayrılmış sundurmasının da yetkilisi olduğu sırada, eylem tarihinden gümrük resim ve vergilerini ödedeği 140 adet traktörün yanında, gümrük vergi ve resimlerini ödemediği 283 adet traktörü kaçak olarak yurda soktuğu; diğer sanıklardan gümrük komisyoncuları Yılmaz Tuncacı ve Yavuz Tuncacı'nın gümrükten çıkışı yapılacak traktörlere ait beyannameleri verip, gümrük vergi ve resimlerini eda etmek ve çıkışlarını yapmak gibi işlemlerle yükümlü ve görevli kişiler olduğu halde 283 adet traktörün sundurmadan çıkartılmasında sanık Mehmet Hattat'la birlikte hareket ettikleri, HEMA Şirketi Müşaviri Emin Hattat ve Ahmet Hattat'ın da bu suça iştirak ettikleri ve toplu kaçakçılık suçunu işledikleri, Gümrük Memurları Ahmet Cahit Hayhay, Günay Topçu ve İsmail Sönmez'in de görevlerini kötüye kulanarak durumu ilgili merciiler haber vermedikleri; Sanık Hüseyin Kurular'ın, bilirkişi olarak gittiği sundurmada olmaya 130 adet traktöriçin "zirai traktör belgesi" vermediği ve eksiklikleri kamu davası açılmıştır.
Suç konusu traktörlerle ilgili belge ve defter kayıtlarını inceleyen Gümrük ve Tekel Bakanlığı Müfettişlerinden Mehmet Baki Öktem ve İhsan Akın tarafından düzenlenen 29.5.1978 tarihli raporu; sanıkların savunmalarını doğrulayan tanık Muhittin Çınar ve Sabri Avcılar'ın beyanlarını; HEMA Şirketinin Gümrük ve Tekel Bakanlığına verdiği sundurma müsaadesi ile ilgili taahhütnameyi; traktörlerin konduğu mahallerin sundurma olarak ayrılmasana dair İstanbul Gümrükler Başmüdürlüğünün 28.6.1977 ve 25.7.1977 tarihli yazılaranı dosyadaki tüm belgeleri inceleyip, sundurma mahallerini de gören bilirkişi Emekli Gümrük Muayene Memuru Hüsamettin Tuncer tarafından düzenlenen 16.10.1981 tarihli raporda: "Çerkezköy Gümrüğünde yeterli sundurma bulunmadığından Hema Şirketi, Çerkezköydeki Hidrolik Fabrikasının bitişiği bir tarlayı kiralamış, tel örgü içine alarak, tahsis edilen gümrük memurları nezaretinde bir sundurma mahalli meydana getirilmiştir. Bir de defter açılarak gelen traktörler bu defterlere kaydedilmiştir" biçimindeki saptamalar nazara alınarak yasal yollardan ithal edilen suç konusu traktörlerin tamamının "sundurma rejimi" ne tabi tutulduğunu, ancak gümrük işlemleri tamamlamadan ve vergileri yatıralmadan sundurmadan çekildiğini kabul ederek; suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 3217 sayılı yasa ile 1918 Sayılı Yasaya eklenen Ek 9. maddede "eşyanın, Gümrük Kanununda belirtilen fiktif antrepo ve sundurmalardan, gümrük giriş işlemlerine başlamadan ve bu işlemler bitirilmeden ve vergileri kesin olarak ödenmeden ve gümrüğün yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen çıkarılması halinde, eşyanın gümrüklenmiş piyasa değerinin miktarına bakılmaksızın, sadece fiilin temas ettiği maddedeki ağır para cezasına ve müsadereye hükmedilir, hürriyeti bağlayıcı ceza verilmez" hükmüne yer verilmesi nedeniyle sanıklara sadece ağır para cezası verilebileceğini ve suç tarihi olan 3.2.1978 gününden bu yana 7 sene 6 aydan fazla bir zaman geçtiğini gözönünde tutarak sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar veren Yerel Mahkemenin takdir ve uygulamasında yasaya aykırı bir yön bulunmamakla birlikte, 1918 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmü gözönünde tutularak "suç konusu traktörlerin gümrük vergi ve resimleri ödenmek şartıyla sahiplerine iadesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemesi yasaya aykırı olduğundan, itirazın bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Üye: (1918 Sayılı Yasanın 9. maddesinin uygulandığı her olayda "müsadereye" de hükmedilmesini anılan maddede öngörülmesi nedeniyle itirazın kabulu gerektiğini)
Diğer Üyeler ise: (Gümrük Kanununun 51, 52, 53; Gümrük Yönetmeliğinin 180, 216. maddelerinde: "Sundurma rejimi"nin tanımı yapıldığı gibi, hangi şartlara riayet edilmesi halinde suç konusu eşyaların "sundurma rejimi" ne tabi tutulmuş sayılacağı belirtilmişti. Toplanan delillerden, suç konusu traktörlerin "sundurma rejimi"ne tabi tutulmasıyla ilgili tüm yasal işlemlerin yapıldığının kesinlikle anlaşılmaması nedeniyle, bu konuda soruşturma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı olduğundan, C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulü gerektiğini) ileri sürerek, bu yolda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C.Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulü ile, 7.Ceza Dairesinin 8.9.1987 gün ve 6256-10601 sayılı onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına, 22.2.1988 gününde ve üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.