 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/464
K: 1987/85
T: 02.03.1987
DAVA : Dosya içeriğine göre:
Sanık Mehmet Yalçın'ın "mağdureyi kaçıracağını, kendisine yardım etttiği takdirde karşılığında 50.000 lira vereceğini" söylemesi ve parayı da teslim etmesi üzerine zorla kaçırma suçuna iştirak eden sanık Hasan Kırlı'nın, yakalandığında üzerinde çıkan, sanık Mehmet'ten aldığı paradan geri kalan miktar olduğunun anlaşılması nedeniyle emanete alınan 43.000 liranın, TCK.nun 36/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmiştir.
TCK.nun 36/1. maddesinde, müsadere olunabilecek eşya tahdidi olarak gösterilmiştir. Ancak, suçta kullanılan veya suçta kullanılmak üzere hazırlanmış olan veyahut suçtan husule gelmiş bulunan eşya müsadere edilebilir. Bu sayılan eşyalardan gayrısının müsaderesine karar verilebilmesi için özel bir hüküm bulunması gerekmektedir.
Sanık Mehmet Yalçın'ın, suça iştirak etmesini sağlamak için Hasan Kırlı'ya verdiği anlaşılan 50.000 lira, mesken mesuniyetini ihlal suçundan kullanılan merdiven, bir kasa veya kilidin açılmasında kullanılan maymuncuk, yaralama veya öldürme olayından kullanılmış silah, sahte para yapmak için hazırlanmış kalıplar, adam öldürme suçunda kullanılacak zehir gibi suçta kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanmış veyahut kalp paralar, eroin, bozuk gıda maddeleri, sahte evrak gibi, doktrinde "hiç olduğu", "kendisinden suçun yer aldığı" eşya olarak tarif edilen ve suçtan husule gelen eşya da sayılamayacağı halde müsaderesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyelerden Namık Benli: (TCK.nun 11. maddesinde sayılan cezalar arasında yer verilmeyen, bu nedenle tedbir niteliğinde olan zoralımın önleyici gayesi dışında bir de ahlaki gayesi vardır. TCK.nun 36. maddesinin salt metnine bağlı kalınarak sonuca varmak mümkün değildir. Şayet böyle olsaydı kanun ve nizam hükümlerine uygun olarak yapılan veya yapılmayan bir işlem için alınan rüşvet parasının, TCK.nun 225/2. maddesinde göre zoralımı mümkün olmadığı halde, TCK.nun 36. maddesi uyarınca zoralıma karar verilemeyecekti. Oysa yüksek kurul, 15.11.1971 gün, 280/381 sayılı kararında TCK.nun 225/2. maddesinin 36. maddesinin uygulanmasına engel olmadığını" belirtmiştir. Yasa koyucu tarafından TCK.nun 291/1 354/son maddelerinde belirlenen suçları işlemek için verilen ve alınan para ve eşyaların zoralımı hüküm altına alındığına göre, olayımızda olduğu gibi, zorla kız kaçırmaya yardım suçunu işlemek için alınan veya daha önemlisi kiralık katile verilen paranın zoralımına imkan tanınmadığı düşünülemez. Ele geçirilen bu tür paranın suçu işletene iadesine Borçlar Kanununun 65. maddesi engeldir. Paranın suç işleyene iadesi ise, onun yasa ve ahlak dışı yoldan zenginleşmesine yol açacak ve teşvik niteliğinde olacaktır. Yasa koyucunun amacının böyle olmaması gerekir. Cürmün işletilmesine vasıta niteliğinde olan bu paranın zoralımına karar verilmesi yasalara uygun bulunmaktadır. Esasen itiraza dayanak yapılan 5.1.1944 gün ve 1943/33, 1944/1. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında "... Ceza Kanunundaki hükmün tatbikata çizilmiş hududuna göre, suçta kullanılan ve kullanılmak üzere hazırlanan şeyden maksat, suçun işlenmesini kolaylaştıran harici bir vasıtadır ki, o vasıtanın cürümden maksat olan gaye ile münasebeti mücerret suçun işlenmesinden beklenen neticenin elde edilmesine yardım etmekten ibarettir ..." yolundaki açıklama karşısında, suçun işlenmesini kolaylaştırdığından ve suçun işlenmesinden beklenen neticenen elde edilmesine vasıta olduğundan kuşku duyulmadan sözkonusu paranın mahkemesince zoralımına karar verilmesini usul veyasalara uygun olduğu kanısıyla çoğunluk görüşü karşıyız) diyerek; diğer Başkan ve Üyeler: (Namık Benli tarafından açıklanan görüşlere kendilerinin de katıldığını) ileri sürerek, itirazın reddi gerektiği yolunda oy kullanmışlardır.