 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/420
K: 1987/644
T: 21.12.1987
DAVA : Orman Kanuna mahalefet suçundan sanık İbrahim Erdem'in mahkumiyetine dair Tortum Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 19.12.1985 gün ve 115/253 sayılı hüküm, sanık ve o yer C.Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesince incelenerek bozulmuştur.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 4.12.1986 gün ve 189-315 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi o yer C.Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 11.8.1987 gün ve 3,10076 sayılı tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : 6831 sayılı yasaya aykarı davranışta bulunmak suçundan sanık İbrahim Erdemin, anılan yasanın 91/1-son, 647 sayılı yasanın 4. maddeleri gereğince 95.235 lira ağır para cezasıyla celandırılmasına, ilçe hudutları dahilinde orman suçlarının çok yaygın olması ve sair nedenler gözönünde bulundurularak 647 sayılı kanunun 6. maddesinin tatbikine takdiren yer olmadığına ilişkin hükmü, Özel Daire;
(Yerinde görülmeyen amir itirazların reddine; ancak:
Cezaların kişileştirlmesi ilkelerinde aykırı olarak, suçun işleniş özelliklerine ve sanığın kişiliğine yönelik bilgi ve bulgulara dayanmaksızın, çevrede orman suçlarının yaygın işlendiğinden sözedilerek sanığın eylem ve iradesi dışındaki nedenlere dayalı gerekçe ile erteleme isteğinin reddinekarar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme ise:
(Kararımızdaki "çevredeki orman suçlarının yaygın olarak işlenmesi nedeniyle 647 sayılı kanunun 6. maddesinin tatbikine yer olmadığı" şeklindeki paragrafta çıkan yorumda, "sanığın cezasını ertelememiz halinde yine aynı suçu işleyeceği, cezasını tecil etmekle uslanyacağı kanaatindeyiz" anlamındadır.
Burada getirilen yorum, yüce Yargıtay'ın "Mahkemenin adaletine sığınıyorum" sözünden çıkarılan "cezanın tecilini istiyorum" yorumundan farklı değildir.
Kaldı ki, aynı paragrafta takdir yetkimizin kullanılarak sanığın uslanmayacağı sonucuna varıldığı "takdiren" denilmek suretiyle açıkca belirtilmiştir" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosya içeriğine göre:
Sanığın, olay günü devlet ormanından, tomrukluk vasıfta ağaç kestiği anlaşılmaktadır.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 11.10.1976 gün ve 367-415, 6.12.1982 gün ve 388/470, 14.12.1981 gün ve 310/421 sayılı kararlarında açıklandığı gibi:
Erteleme, doğrudan doğruya cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal şahsileştirme müessesesidir.
Gerek Anayasamızda ve gerekse yasalarımız da nelerin gerekçe olabileceği, sınırlı bir şekilde sayılmıştır. Bununla beraber, erteleme konusunda gösterilecek gerekçenin sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği, yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etme niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.
Cezaların ertelenip ertelenmemesi konusundaki takdirin mutlaka yasal olması, sanığın kişiliğine dayanması ve olay ile uyumlu bulunması şarttır. Esasen, bu konuda gerekçe gösterilmesi zorunluluğundan güdülen amaç, 647 sayılı yasanın 6. maddesinde yazılı yasal nedenlere dayandırılmış olmak kayıt ve şartı ile, gerekçede bu konuda gösterilen nedenlerin hakimin sadece soyut kanıtlara değil, ölçünün isabetle seçildiğini doğrulayıp, açıklayan ve dosya içeriğine, sanığın duruşma sırasında gözlenen haline uygun bir değerlendirme sonucu takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığının saptanmasıdır.
Sanığın geçmişteki hali, ahlaki temayülleri, başka bir deyişle kişiliği ve suçu ile ilgili olmayan "ilçe hudutları dahilinde orman suçlarının çok yaygın olduğu" gerekçesiyle sanığa verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, Yerel C.Savcısının temyiz itirazının kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 21.12.1987 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.