 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/201
K: 1987/336
T: 01.06.1987
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Ali Osman'ın sabıkasının silinmesi ve memni haklarının iadesi talebinde bulunması üzerine talebinin reddine dair, Altındağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 16.4.1985 gün ve 93/78 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulmuştur.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 25.6.1986 gün ve 158/77 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi hükümlü vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 27.3.1987 gün ve 6/7978 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 21.12.1975 tarihinde kesinleşen Altındağ 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 20.11.1975 gün ve 513/872 sayılı kararı ile, TCK.nun 491/4, 522, 55/3, 59, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri gereğince ertelenmiş 2000 lira ağır para cezasına hükümlü Ali Osman vekili, 15.4.1985 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin işe girmek için müracaat ettiğinde hükümlülüğünün karşısına çıktığını ve iş bulmasına engel olduğunu ileri sürerek TCK.nun 121, 122 ve CMUK.nun 416, 417 ve 418. maddeleri gereğince memnu hakların iadesine karar verilmesini talep etmesi üzerine, dosyayı inceleyen Altındağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 16.4.1985 gün ve 93/78 sayı ile kararda Ali Osman'ın bir hakkı kısıtlanmamıştır. Bu yüzden memnu hakkın iadesi sözkonusu değildir. Şayet sabıka kaydının silinmesi isteniyorsa, bu konuda bir karar vermek hükmü veren mahkemenin yetkisindedir. Esasen 647 sayılı Yasanın 7/2. maddesine göre, hırsızlık suçunun sabıka kaydı silinemez. Bu nedenle sanık vekilinin talebinin reddine dair verdiği kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire:
647 sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen hükümlülüğün adli sicilden silinmesi kararı hükümden doğacak sonuçların ortaya çıkmasına engel olan ve kuşkusuz yasal hakların geri çevrilmesini de kendiliğinden sağlayan bir hukuki işlem ve yargıdır.
Buna karşılık T.C. Yasasının 121-124 ve C.Y. Yasasının 416-420. maddelerinde öngörülen yasal hakların geri verilmesi, yargılaması ve yargısı ise yitirilen hak ve ehliyetlerin, iyi halleri hükümlüye yargı yolu ile geri verilmesidir.
Bu yargısal kararın doğurduğu sonuç ise, hükümlülüğü ve dolayısıyle geçmişteki sabıkayı kaldırıcı nitelikte olmayıp, yalnızca geri verilen haktan geçmişe yürütülmeksizin karar tarihinden sonra yeniden yararlanmayı sağlayıcı niteliktedir. Bu açıdan konusu yalnızca Ceza Yasasında öngörülen ehliyetsizliklerle de sınırlı değildir. Nitekim yasada deneme süresi, asıl cezanın çekilmesinden yahut da af, ya da süre aşımı nedeniyle cezanın düşmesinden itibaren başlamaktadır. İyi halin kanıtlanmasıyla hükümlünün ehliyetsizliği ortadan kaldırılarak hakkı geri verilmektedir. Bu düzenleme, afla ortadan kalkan hükümlülüklere rağmen, kimi ehliyetsizliklerin sürdürülmesini benimseyen Türk mevcuatına uygundur ve bu ehliyetsizliklerin iyi halli hükümler için kaldırılması yöntemi de yasal hakların geri verilmesini sağlayan bir uygulamadır.
Yerel Mahkeme ise:
1 - Cezayı olduğu gibi bırakmak hüküm ve neticelerini bir mahkeme ilamıyla yok saymak mümkün değildir.
2 - Sanık vekilinin talebi, açık ve seçik olarak her istendiğinde karşısına çıkan sabıka kaydının silinmesi isteğidir. Ancak, 647 sayılı kanunun 7/B maddesine göre bu kaydı silmenin mümkün olmadığı sanık vekilince de bilindiğinden talep memnu hakların iadesi şeklinde mahkememize getirilmiş ve reddedilmiştir. Talebin kabulü halinde öncelikle hükmü veren mahkemenin görevine müdahale halinde edilmiş olacaktır. Sonra da 647 sayılı Yasanın 7/B maddesine aykırı hareket edilmiş, diğer bir deyimle kanuna karşı hile yoluna başvurulmuş olacak, silinmemiş bir sabıka hükümsüz bırakılacaktır.
Talep iadei mahkeme olmayıp sabıka kaydının silinmesidir. Mahkememiz buna yetkili değildir. Hükümlünün mahkemece kısıtlanmasına karar verilmiş bir hakkı da bulunmadığından, bozmaya uyulmamasına eski kararda direnilmesine karar vermiştir.
Adli sicildeki hükümlülük kaydının silinmesi 647 sayılı Yasanın 7/B maddesi gereğince hükmü veren mahkeme veya talep edenin bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesi'nden, memnu hakların iadesi ise CMUK.nun 416. maddesi gereğince mahkumun ikametgahı olan yerin tabi bulunduğu ağır ceza işlerini gören mahkemeden talep edilebileceğinden; sanık vekilinin dilekçesinin, içeriği itibari ile memnu hakların iadesi talebini mi, yoksa adli sicildeki sabıka kaydının silinmesi talebini mi içerdiği Genel Kurulumuzca öncelikle tartışılıp memnu hakların iadesi talebini içerdiğine oybirliği ile karar verildikten sonra yapılan incelemede:
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 17.11.1986 gün ve 410/523 sayılı Kararında da açıklandığı gibi, TCK.nun 121 ve sonraki maddelerine göre, ister Türk Ceza Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, amme hizmetlerinden yasaklanma memuriyetten mahrumiyet seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma yasal kasıtlılık altında bulundurulma babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma meslek ve sanatın tatili, işyerinin kapatılması ve benzerleri gerek bir mahkumiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin memnu hakların iadesi yoluyla bertaraf edilmesine yasal bir engel bulunmadığından, TCK.nun 122. maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün memnu haklarının iade edildiğinin bir kararla tesbit edilmesinde zorunluluk bulunduğundan, hükümlü vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA 1.6.1987 gününde ve oybirliği ile karar verildi.