 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/121
K: 1987/251
T: 04.05.1987
DAVA : Hırsızlıktan sanık İlhami'nin yapılan yargılaması sonunda; hakkında ceza tartibine yar olmadığına dair kararın temyizine ilişkin istemin reddine dair, (Batman Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 25.3.1986 gün ve 213-30 sayılı hüküm, C. Savcısı'nın temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek, 23.1.1987 gün ve 10576/564 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak, temyiz niteliği kabul edildiği takdirde bozma nedenini kamu davasının durdurulması olarak gösterilmesi istemini bildiren 6.3.1987 gün ve 38 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hırsızlık suçundan sanık İlhami'nin "dosyada mevcut nüfus kaydına göre; 2.8.1974 doğumlu tarihli olup suç tarihinde onbir yaşını bitirmemiş olduğu anlaşıldığından, 2253 sayılı Yasanın 11. maddesi ve TCK.nun 53/1 maddeleri gereğince, sanık hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza tertibine mahal olmadığına, 2253 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca, onsekiz yaşını bitirinceye kadar babası Sabri'ye teslimine;
Her ne kadar C. Savcılığı'nca, dosyada mevcut Batman Sağlık Ocağı Tabibliği'nin 31.5.1984 gün ve 5/476 sayılı raporunda, sanığın onbeşonaltı yaşlarında olduğunun bildirildiği, bu rapora dayanılarak mahkememize kamu davası açıldığı anlaşılmışsa da, suç tarihinde onbir yaşını bitirmemiş küçükler hakkında nüfus kayıtlarının görönürdeki hallerine uymadığı durumlarda öncelikle C. Savcılığı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yaş düzeltme davasının açılması ve sonucuna göre işlem yapılması hususunda gereğinin takdir ve ifası için karardan bir örneğinin C. Savcılığı'na gönderilmesine" ilişkin hüküm;
Yerel C. Savcısı tarafından "hakkında ceza davası açılmış bulunan sanığın, son soruşturması sırasında yaşının CMUK.nun 255/son maddesi gereğince davayı görmekte olan ceza mahkemesince düzeltilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin yasaya aykırı olduğundan bahisle temyiz edilmiş" yerel mahkeme, 25.3.1986 gün ve 213/30 sayı ile "Mahkememizin 24.2.1986 tarih ve 213/30 sayılı kararının mahiyeti itibarı ile kesin hükümlerden olması nedeniyle, Batman C. Savcılığı'nın 26.2.1986 tarihli temyiz dilekçesinin reddine" karar vermiştir. Bu kararın da yerel C. Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire:
(Usul ve yasaya uygun bulunmayan red kararı kaldırılarak yapılan inceleme sonunda:
Sanık hakkında kamu davası açılmış ve duruşma yapılarak hüküm kurulmuş bulunduğu halde, CMUK.nun 255/son maddesi uyarınca nisbi yargılama yapmak gerekirken yasaya aykırı olarak kurulan hükmün temyiz kabiliyeti bulunmadığı karar kılınması) isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca, özetle:
(1 - TCK 53/1. maddesi uyarınca verilen kovuşturma yapılmasına ve ceza tertibine mahal olmadığına ilişkin karar, temyizi kabil kararlardan değildir.
2. Ceza Genel Kurulu'nun 24.11.1986 gün ve 136/528 sayılı kararında da belirtildiği gibi, yaş düzeltme davası CMUK.nun 255/son maddesine göre, ancak son soruşturma aşamasında ortaya çıkan haller için ceza davasında asıl davayla birlikte görülebilir.
Sanık hakkında dava koşulu gerçekleşmediğinden, CMUK.nun 253/4. maddesi uyarınca kamu davasının durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, nisbi yargılama yapma olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, Özel Daire bozma kararının kaldıralarak, yerel mahkemenin CMUK.nun 315. maddesi uyarınca vermiş olduğu red kararının onanması, temyiz niteliği kabul edildiği takdirde ise bozma nedeninin kamu davasının durdurulması olarak gösterilmesi) talep olunmuştur.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 19.3.1962 gün ve 21/20, 28.2.1983 gün ve 409/81; 17.10.1983 gün ve 248/346 sayılı kararlarında da açıklandığı gibi; Yargıtay incelemesine tabi olan hükümler, CMUK.nun 253. maddesinde sayılanlardan ibaret değildir. Açılmış bir davayı bitirici mahiyette sonuçlandırılan ve yasada "adi itiraz" veya "acele itiraz" gibi başka bir kanun yoluna tabi olduğu açıklanmayan veya CMUK.nun 305. maddesinde belirtildiği gibi "yasalarında kesin olduğu yazılan veya miktar itibariyle temyiz incelemesine tabi tutulmasına imkan olmayan para cezasını gerektiren hükümler" dışında kalan bütün son kararlar (hükümler) temyiz incelemesine tabidir.
Bu nedenle, kesin hükümlerden olmayan ve başka bir kanun yoluna da tabi bulunmayan yerel mahkeme hükmünün, Yargıtay incelemesine tabi olduğuna oybirliği ile karar verildikten sonra yapılan incelemede:
Sanık ilhami, 2.8.1974 doğumlu olup, suç tarihinde onbir yaşını bitirmediği halde, doktor raporuna göre onbeş-onaltı yaşlarında bulunduğundan bahisle ve TCK.nun 492/1, 522, 54/3, maddelerinin uygulanması istemiyle sanık hakkında kamu davası açılmıştır.
Kural olarak yaş düzeltilmesi davası, Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde hukuk mahkemelerine açılır.
Kanun koyucu, davaların süratle sonuçlandırılıp, adaletin biran önce gerçekleşebilmesi için, CMUK.nun 255/son maddesindeki: (Ceza mahkemelerinde son tahkikat esnasında suçtan zarar görenlerle, sanıkların yaşlarında ceza hükümleri bakımından lüzum görülecek tashihlerin Nüfus Kanunundaki usule göre icrası ceza mahkemesine aittir) biçimindeki hükmü ile bu kurala istisna getirmiştir.
Ayrıntıları Ceza Genel kurulu'nun 24.11.1986 gün ve 126/528 sayılı kararında da belirtildiği gibi, anılan madde gereğince, yaş düzeltme davası, ancak "son soruşturma esnasında ortaya çıkan haller için ceza mahkemesinde asıl dava ile birlikte görülebilir".
Öte yandan 2253 sayılı Yasanın 11. maddesinde "fiili işlendiği zaman onbir yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamaz ve ceza verilemez", TCK.nun 53. maddesinde "fiili işlediği zamanda onbir yaşını bitirmemiş olanlar hakkında takibat yapılamaz" hükümlerine yer verilmiştir.
Onbir yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamayacağı'na dair yukarıda anılan Yasa hükümleri,doktrinde "bulunmadıkları takdirde kamu davasının açılması veya yürütülmesi mümkün olmayan unsurlar" şeklinde tarif edilen" dava şartları'ndandır.
"Onbir yaşını bitirmemiş olma" her türlü muhakeme faaliyetine engel olan şartlardan olduğundan; nüfus kaydına göre onbir yaşını sitirmemiş olan bir kişi hakkında "emniyet tedbirleri" uygulanması istenebilir; kamu davasının açılmasının sağlanması için hukuk mahkemesine "yaş düzeltme" davası açılabilir.
Yasaların; hakkında kovuşturma (takibat) yapılamayacağını kesin hükme bağladığı bir kişiyi daha ileriye giderek sanık göstermek, hakkında "ceza yargılalaması yapmak, kesinlikle mümkün olmadığından bunlara suç isnat ederek haklarında kamu davası açılmaz. Açılan davaya bakılıp sürdürülemez. Açılanlar zuhule müstenit ve usule aykırı olduğundan durdurulmaları gerekir.
Bu açıklamalar karşısında olayımızda da İlhami hakkında dava koşulu gerçekleşmediğinden, yerel mahkemece CMUK.nun 253/4. maddesi gereğince "muhakemenin durması" kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı olduğundan, C. Başsavcılığı itirazının bu nedenle kabulü ile, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile, Altınca Ceza Dairesi'nin 23.1.1987 gün ve 10576/564 sayılı bozma kararının (KALDIRILMASI), yerel mahkeme hükmünün açıklanan değişik gerekçe ile (BOZULMASINA), 4.5.1987 gününde ve oybirliği ile karar verildi.