 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1987/111
K: 1987/384
T: 17.06.1987
DAVA : Yasa dışı örgütte yardım etmekten sanıklar Ramazan ve Ahmet'in TCK.'nun 169. 55/3. 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına dair verilen hükmü, sanıkların temyizi üzerine inceleyen Özel Daire; (1 - TCK.'nın 169. maddesinin sadece 168. maddede belirtilen silahlı çetenin mevcudiyeti halinde tatbik kabiliyeti bulunmasına nazaran mahkemece sanıkların yardım ettikleri kabul edilen yasa dışı örgütün ne şekilde silahlı çete olduğu gerekçeleriyle açıklanmadan ve 2 - sanıkların emniyette verdikleri ifadelerin zora dayalı olduğunu, Dev-Yol adlı yasa dışı örgüte yarrdım için kurban derisi toplamadıklarını aşamalardaki savunmalarını belirtmişlerdir. Sanıkların emniyetteki ifadeleri hiçbir yan delille teyit edilmediği gibi, yasa dışı örgüte yardım suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, inandırıcı, herhangi bir delil de bulunmadığı nazara alınmadan yazılı olduğu şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuş, bu karara karşı mahalli mahkeme yazılı gerekçelerle önceki hükmünde direnmiştir.
İncelenen dosyaya, delillere göre; sanıklar Ramazan ve Ahmet'in 1979 yılı Kurban Bayramında mensup oldukları Dev-Yol isimli yasa dışı örgüt adına, örgütün .. köyü sorumlusu Ali'den aldıkları talimat ile örgüte maddi yardım sağlamak için mahalleye çıkarak makbuzsuz kurban derileri toplayıp Ali'ye vermek suretiyle yasa dışı örgüte yardım suçunu işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı ve sanıkların yapılan yargılamaları sonunda suçları sabit kabul edilerek tecziyelerine karar verildiği görülmüştür.
TCK.'nun 169. maddesinin uygulanabilmesi için;
a - Silahlı çete veya cemiyetin bulunması,
b - Bunun TCK.'nun 125, 131, 146, 147, 149 ve 157. maddelerinde yazılı cürümleri işlemek için teşkil olunması,
c - Böyle bir cemiyet veya çeteye, TCK.nun 64 ve 65. maddelerinde yazılı aldışında gayelerini bilerek barınacak yer gösterme, yardım, erzak ve silah, cephane ve elbise sağlanması, hareketlerinin teshil (kolaylaştırma) edilmesi gerekir.
İncelenen olayda, sanıkların yardım ettikleri yasa dışı örgütün ne şekilde silahlı olduğu açıklanmamış, bunun delilleri gösterilmemiştir.
Sanıkların hükme dayanak yapılan ifadeleri, o tarihte yürürlükte olan usul hükümlerince savcılık tarafından alınmamış olduğundan hukuken bir hüküm ifade edemeyeceği gibi bu açıklamaları yan delillerle de doğrulanmadığı cihetle hükme esas alınması isabetli değildir. Kaldı ki, sanıkların açıklamaları kendi arasında ve safahatta değişiklik de arzetmektedir. Yeterli delil olmamakla beraber derilerin toplandığı kabul edilse dahi, kim için ve niçin toplandığı, kimse teslim olunduğu da belli olmamaktadır.
Bu itibarla, mevcut deliller yüklenen suçtan mahkumiyete yeter nitelik ve yeterlikte bulunmadığından sanıkların temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.