 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/7853
K: 1987/7372
T: 07.09.1987
DAVA : D. Sendikası Başkanlığı adına avukat A.Ş. ile TCDD İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına avukat D.D. aralarındaki dava hakkında Ankara 1. İş Mahkemesi'nden verilen 2.7.1987 günlü ve 426/795 sayılı hüküm, davacı avukatınca temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davada söz konusu edilen hususta eda
davası açılabileceine göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7.9.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, 2822 sayılı Yasa'nın 60. maddesi hükmünden kaynaklanan bir yorum davasıdır.
Davacı işçi sendikası, davalı idare ile aralarında bağıtlanmış bulunan toplu iş sözleşmesinin, 35,108 ve 122. maddeleri uyarınca, yemekli ve yataklı vagonlar servis şefliği işyerlerinde maktu saatlik ücretle sabit görevlerde çalışan üye işçilerin, Cumartesi ve pazar günleri dinlenmeleri ve bu günlere ait ücretlerinin de sözleşmede gösterilen esaslar dahilinde ödenmesi gerektiği halde; Cumartesi, Pazar günleri çalıştırılıp, hafta içerisinde bir gün dinlendirilmeleri yolunda, hatalı bir yorum ve uygulamanın başlatıldığını ileri sürerek, sözleşmenin yorumundan doğan uyuşmazlığın giderilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme; "uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesinin sona erdiği; bu durumda, kurallarının yorumunda taraflar açısından pratik bir yarar kalmadığı, dolayısıyle uyuşmazlık konusunu da ortadan kalkmış bulunduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Her dava, açıldığı tarihteki duruma göre incelenip, karara bağlanır. bu ilke, 28.11.1956 gün ve 1956/15-15 sayılı yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da açıkça vurgulanmıştır. Olayımızda, bazı maddelerinin yorumu, istenen toplu iş sözleşmesi, 1.6.1985 - 31.5.1987 tarihleri arasında yürürlükte olup, bu dava da 24.4.1987 tarihinde açılmıştır. Görülüyor ki, davanın açıldığı tarihte toplu sözleşme henüz yürürlüktedir ve uygulanmaktadır.
Kuşkusuz, bir dava, açıldıktan sonra gerçekleşen bazı olaylar nedeniyle o davanın konusu kalmayabilir. Ne varki, bu davada böyle bir durumun varlığından söz etmek mümkün değildir. Çünkü, sözleşme hükümlerinin yanlış uygulandığının tespitinde, davadan önceki ve hatta davadan sonraki döneme ilişkin olarak gerçekleşmiş ve gerçekleşecek parasal haklar bakımından hukuki yarar bulunduğu açıktır.
Hernekadar, çoğunluk görüşünde eda davacı açılabileceğine değinilmiş ise de, bunun dava ekonomisi kuralına uygun düşmeyeceği görüşündeyim.
İşte bu nedenlerle, uyuşmazlığın incelenerek bir karara bağlanması gerektiği görüşünde olduğundan, mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararını onayan çoğunluk görüşüne katılamıyorum.