 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/7633
K: 1987/8391
T: 24.09.1987
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret ve ikramiyenin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Davacının 1985 Yılı Kasım ayından itibaren ücret ve ikramiyelerinin ödenmediği ve bu nedenle işveren Nisan 1986 tarihinde istifa yolu ile hizmet aktini bozduğu ve bunun akabinde de icraya başvurup ödenmeyen ücret ve ikramiyesi ile fesihle doğan kıdem tazminatının tahsiline teessül ettiği, bu takibe karşı davalı borçlunun ücret ve ikramiye için neden göstermeksizin inkar ettiği, kıdem tazminatı için de istifayı sebep gösterdiği dava dilekçesindeki açıklamalar ile dosyadaki beyanlardan anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının icradaki inkarı üzerine tetkik merciine başvurarak itirazın ref'i isteğinde bulunduğu, fakat Mercice alacağın ilama ve ilam mahiyetinde vesikaya dayanmamış olması ve böyle bir ihtilafın Mercide çözümlenmesi mümkün görülmediğinden reddine karar verilmesi üzerine mahkemeden itirazın reddi ile takiben devamı ve alacağın tahsilini istediği görülmektedir. Mahkeme de yargılama sonunda Merci kararındaki gibi talebin ilama dayanmadığından icra inkar tazminatı isteğini reddetmiş, diğer alacakları hüküm altına almıştır.
Gerçekten İcra İflas Kanunu'nun 67'nci maddesinde İcra inkar tazminatı düzenlemesi, takip talebine itiraz eden olarak bunun Mercie gitmek istemeyip mahkemeye başvurması, mahkeme de alacağın sübutuna karar vermesi koşuluna bağlanmış bulunmasından Merciden de itirazın ref'inin istenebileceği, borcun inkar edilmiş ve bir belgeye, ilam ve ilam mahiyetindeki diğer borç belirleyen alacakların inkarı halinde Merciden yapılan itirazın ref'i istenebilecekken Merci yolu ihtiyar edilmeyip genel mahkeme yolunun ihtiyar edilmesi halinde inkar tazminatı istenebileceği, aksi halde yeni Mercie getme imkanı olmayan, merciin dar inceleme yöntemi içinde çözülmeyen ihtilaflı alacaklar için böyle bir taminatın öngörülmediği prensip itibarı ile kabul edilmekte ve Dairemizdeki uygulama bu yolda yürütülmekte ise de, davadaki somut olayda icra takibine karşı borçlunun inkarı bir özellik taşımaktadır. Bu özellik de borçlu davalının gerek icrada gerekse mahkemede alaçağın aslına yönelik nedenli bir itirazın ileri sürülmemiş olmasıdır. Hatta mahkemede alacağın ve ikramiye alacağının kendisine karşı çıkılmayarak likit bir alacak olmadığından inkar tazminatı gerekmeyeceği ileri sürülmüştür. Bu durumda alacağın özünü yönelik bir ihtilafın olduğu söylenemez. Buna rağmen davacıya mahkeme yolunun ihtiyar ettirilmesi objektif iyiniyet kuralları ile de bağdaştırılmayacağından sadece, ücret ve ikramiye alacağı için icra inkar tazminatına hükmedilmesi İcra İflas Kanunu'nun 67'nci maddesinde korunmak istenen alacaklı hukukuna da uygun düşer.
Ancak kıdem tazminatı alacağı ve o konuda yapılan takip ve bu takibe karşı yapılan itiraz bu nitelikte değildir. Gerçekten bir istifa vardır. bu istifanın kıdem tazminatını gerektirecek nitelikte bulunup bulunmadığı tartışılarak bu nedenle hüküm altına alınan kıdem tazminatı için inkar tazminatına hükmedilmemesi doğrudur.
3 - Dava dilekçesinin sonunda icra takibinden sonrası için de alacakların niteliğine göre, yasalarda öngörülen faiz talep edildiği halde, bu isteğin hüküm altına alınmaması da hatalıdır.
4 - Davacı ücret ve ikramiye alacağından 658.531 lira istediği halde, bu istek aşılarak 661.553. liraya karar verilmesi de Usul'ün 74'üncü maddesine aykırılık teşkil ettiğinden davalının bu yöne ilişkin temyizi de yerinde görülmüştür.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, 24.9.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.