 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/4647
K: 1987/4903
T: 14.05.1987
DAVA : Davacılar, iş kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı ve ihbar olunan avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dava, ihbar edilen ve müdahil sıfatını almamış olan M. ihbar edilen sıfatıyla temyiz etmiş ise de, bu sıfatla temyiz yetkisi bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine.
2- Davalı Kızılay'ın temyizine gelince Davacıların miras bırakanı Kızılay tarafından, Senirkent'deki Kızılay Binası'nın onarım keşfini yapmak için görevlendirilmiş olup, görev yerine kendi seçtiği M.'nin arabası ile giderken yolda vukua gelen trafik kazasında ölmüştür.
Kaza sebebiyle ceza dosyasında yapılan kusur değerlendirmesinde bilirkişiler 6/8 M 2/8 hüviyet tespit edilemeyen diğer bir araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu tespit etmişler bu kusur saptaması bu davada da esas alınmıştır.
Kusura dayalı sorumlulukta işverenin veya işverenle iş akti ilişkisi içerisinde bulunan diğer bir işçisinin işin yürütülmesi ile ilgili olarak uygun sebep-sonuç bağlantısı doğuracak şekilde kusurlu bulunması şarttır. Olayda ise, işveren davalı Kızılay'la ilişkisi bulunmayan ve tamamen üçüncü şahıs durumunda bulunan araç sürücüleri kusurlu görülmüştür. Bu kusurun sonucu doğan maddi ve manevi zararlardan da kusurlu olan üçüncü şahısların sorumlu olması icap eder. Davalı Kızılay'ın öleni görevlendirme sebebiyle bulunan ilişki sorumluluk hukukunda üçüncü şahısların uygun illiyetli kusuru ile kesilmiştir. Bu itibarla davalı Kızılay'ın kusura ilişkin sorumluluktan sorumlu tutulması mümkün değlidir.
Olayın tehlike sorumluluğu kavramı içerisinde düşünülmesine de olanak yoktur. Çünkü tehlike sorumluğunda da yer ve zaman itibariyle bağlantı yeterli olmayıp zararla tehlikeyi yaratan fiil arasında gene uygun illiyet bağının bulunması ve bu bağın üçüncü şahısların kusuru ile kesilmemiş olması gerekir.
Daire'mizin uygulaması bu doğrultuda olduğu gibi YHGK.nun 3.3.1971 gün, 1969/9-874 esas 121 karar; 26.6.1981 gün, 1980/9-1949 esas, 535 karar, yine, 26.12.1986 gün, 1986/9-601 esas, 18.3.1987 gün, 1987/9-721, 722, 723 esas sayılı kararları da aynı doğrultuda oluşturulmuştur.
Bu gerekçelere göre davanın reddi gerekirken yazılı düşüncelerle davalı Kızılay'ın sorumlu tutulması isabetsiz olup karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.5.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.