 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/2965
K: 1987/3415
T: 31.03.1987
DAVA : Davacı, davalının görevini kötüye kullanarak bankayı zarara uğrattığından bahisle anılan zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalanın, davacı bankanın Beyoğlu Şube Müdürlüğünün yaptığı 1966-1967 senelerin de bir kısım banka müşterilerine ve özellikle Kimyagerler Ziraat İlaçları A.Ş. ile bu şirketle ilişkili diğer şahıs ve tüzel kişilere usulsüz krediler açılması ve açılan kredilerin depasman yapılarak kullandırılması sonucu bankanın uğradığı zararın bu dava ile davalıdan tahsili istenmiştir.
Uzun yıllardan beri devam eden yargılama sırasında yaptırılan inceleme ve soruşturmalarda davacı bankanın davacının başında bulunduğu şubenin yukarıda sözü edilen Kimyagerler Ziraat İlaçları A.Ş. ve bu firmayla ilişkili diğerlerine açılan usulsüz krediler ve bu kredilerin gene usulsüz şekilde kullandırılmasından davada istenilen miktarda zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Bu husus çeşitli bilirkişi incelemeleri ve ibraz edilen belgelerle sabittir. Esasen bankanın zarar görmediği savı ileri sürülmemiştir.
Böylece zarar ve zararlandırıcı fiil belli olduğuna göre davada çözümlenmesi gereken husus, bu karara sebebiyet veren kusurlu kimselerin tesbitinden ibaret kalmaktadır.
Kusurla ilgili olarak bundan evvelki mahkemede uygulanan bozma kararında bazı esaslara temas edilmiş ve adı geçen firma ve kişilere kredi uygulamasının sürdürülmesi bu uygulamayı yapan ve sürdüren önceki ve sonraki görevlilerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağına ve olayda B.K'nun 44. maddenin uygulamasını gerektirir. Bir durum varsa bu maddenin uygulamasının da gözden uzak tutulmayacağına işaret edilmiştir.
Mahkeme bu bozma kararına uymuş yeminli banka murakıplarından oluşan uzmanlara tekrar inceleme yaptırmış ve kararını da bilirkişilerin düzenledikleri 27.10.1986 tarihli raporu esas almıştır. Karara esas alınan bu raporun onuncu sayfasında sonuç kısmının birinci maddesinde, bankacılık usul ve teamülleri çerçevesinde bankanın yetkili organlarınca tahsis edilen kredilerin kullandırılmasında zaman zaman depasman (limit dışı)lar yapılmış olduğu ancak bankaların tek imzayla sözkonusu olmadığından bu eylemlerden, ödemelerde imzaları bulunan davalı ile müdür muavini ve şef'lerinde sorumlu bulunduğu kabul edilmiştir.
Aynı raporun sonuç kısmının; 2'ci maddesinde bazı firmaların kredilerindeki depasmanlar ile şubenin toplam plasman limitindeki aşımların giderilmesi ya da gizlenmesini teminen tahsil kaydıyla kredi hesaplarına alacak kaydedilen çeklerin, tahsili neticesi alınmadan ödemeler yapılmasının bankacılık usul ve temaüllere uygun olmadığına işaret edilerek bu tahsil ve tediye fişlerine imza koyanların da sorumlu bulunduğu belirtilmiştir.
Yine bu maddenin sorumluluğa ilişkin 5'ci maddesinde raporun 4'cü bölümünde belirtilen 1966-1967 yıllarındaki kredi kullanımları neticesinde tahsil güçlükleri nedeni ile bankanın yetkili organlarınca yapılan terkinlere göre, 4.990.409,78 TL. tutarında zarar doğduğu ve bu zararın 4.708.909,70 TL.'sının Kimyagerler Ziraat İlaçları A.Ş. ve bu firmayla ilişkili diğer firmaların kredilerinden kaynaklandığı saptanmış ancak Kimyagerler, A.Ş. ile banka arasında, 12.3.1975 tarihi arasında akdedilen protokolla banka alacağının bir kısımından vazgeçilmiş olması, kredilerin teminatı gayrimenkul ipoteğinin 4 milyonluk kısmının çözülmesi ve Kimyagerler A.Ş.'nin bazı firmaları olan kefalet lehine rücü edilmesi gibi nedenlerle banka yönetiminin de şube personeliyle birlikte alınan protokolü akdetmekle zararın artmasına sebebiyet verildiği yine aynı açıklıkla belirtilmiştir.
Bütün bu belge ve tesbitlere rağmen davalının kusurunun bulunmadığının saptanmasından söz edilerek davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden karar tekrar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA, 31.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.