 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/2842
K: 1987/3156
T: 25.03.1987
DAVA : Davacı, noksan ödenen kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahekeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 1.4.1962-27.3.1969 arası çalışmasının daha sonraki emeklilikle sona eren hizmet süresi ile birleştirilerek kıdem tazminatının ödenmediğinden söz ederek bakiye kıdem tazminatını istemiştir. Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Davacı, dava dilekçesinde 1.4.1962 tarihinden 27.3.1969 tarihine kadar hizmetinin işverenin aracıyla iş saatleri içerisinde trafik kazası sonucu bir çocuğu çiğnemesi nedeniyle tutuklanması dolayısiyle işveren tarafından iş akdinin feshedildiğini bildirmiş ve yargılama sırasında da 24.1.1984 tarihli oturumda da aynı ifadeleri tekrar etmiştir.
Yargıtay uygulamalarında işyeri dışında ve işyeri ile alakası olmayan bir suçtan tutuklanma sebebiyle işyerine devam etmemesi ve işi ifa imkansızlığının doğması halinde kıdem tazminatı vereceği kabul edilmektedir. Ancak davacının işlediği suç işverenin aracıyla iş saatleri içinde olmuştur. Öbür taraftan İş Kanununun 17/ll-e maddesinde işçinin işyerinde yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlenmesi halinde işverene ihbarsız ve tazminatsız fesih hakkı tanınmıştır. Yasa burada taksirli veya kasıtlı ayrımı yapmaksızın yedi günden fazla hapisle cezalandırılan bir suç işlemesinden bahsetmiştir. Aynı Kununun 1. maddesindeki tanımlamalara göre işyerine bağlı araçlar işyerinden sayılır.
Kaldıki yedi günden fazla hapisle cezalanan ve cezası ertelenmeyen suçun işyerinde ve iş saatleri içinde işlendiği söylenmektedir. Bu hale göre davacının 27.3.1969 tarihindeki işveren tarafından gerçekleştirilen feshin tamamen İş Kanununun 17/ll-e maddesine uygun yapıldığı anlaşılmaktadır. Aynı Kanunun 14/5. maddesindeki sonraki hizmetiyle birleştirilecek sürelerin kıdem tazminatının ödenmesini gerektirmeyecek şekilde son bulmuş olmaması koşulu da nazara alındığında 1.4.1962/27.3.1969 tarihleri arasındaki sürenin davacının daha sonraki hizmeti ile birleştirme olanağı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin aksi düşünceyle isteği hüküm altına alması yasanın yukarıda sözü edilen madde hükümlerine aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten davalı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde ilgiyle iadesine 25.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.