 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1987/10389
K: 1987/10866
T: 10.12.1987
DAVA: Davacı, üçüncü şahsın kusuru ile meydana gelen iş kazası sonucu uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmiş ise de; HUMK'nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karara verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve özellikle üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesildiğinden işveren tazminatla sorumlu tutulamayacağına göre davacının tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı, üçüncü şahsın % 100 kusuru ile meydana gelen bir trafik-iş kazası sonucu malul kalmıştır. Gerekten üçüncü şahsın tüm kusuru sonucu uğranılan zararlarının tazmininde işveren sorumlu tutulamaz. Çünkü, gerek öğretide ve gerekse uygulamada benimsendiği üzere üçüncü şahın tam kusuru ile olayda işverenin sorumluluğu için gerekli olan illiyet bağı kesilmiştir. Yani zarar doğrudan doğruya ve işverenle hiçbir ilişkisi bulunmayan üçünü kişinin % 100 kusurlu davranışı sonucu meydana gelmiştir. Bu durumda, işverenin manevi tazminatla da sorumlu tutulması mümkün değildir. Nitekim, 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da açıkça vurgulandığı üzere, kusursuz sorumluluk hallerinde de manevi tazminata hükmedebilmek için dahi uygun illiyet bağının gerçekleşmesi gerekir. Esasen dairemizin uygulaması bu doğrultuda olduğu gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşmiş içtihat ve uygulamaları da aynı doğrultudadır. (HGK, 3.3.1971 gün, 1969/8-874 E, 1921 K, HGK, 26.6.1981 gün, 1980/9-1949 E, 535 K, HGK, 26.12.1986 gün, 1986/9-601 E, HGK, 18.3.1987 gün, 1986/9-721, 722, 723 E,).
Bu hale göre davacının manevi tazminat isteğinde reddi gerekirken, bazı düşüncelerle kabule karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde ilgiliye iadesine bozmada oyçokluğu ile 10.12.1987 gününde karar verildi
KARŞI OY YAZISI: Olay; davacı işçinin, işverenin işini gördüğü sırada meydana gelmiştir. Kanaatimizce, işçinin hizmetinden yararlanan işveren, iş hukuku açısından işçisine kaşı tehlike-risk nazariyesine göre sorumlu olması gerekir. Bu nedenle mahkemenin manevi tazminata hükmetmiş olması doğru olduğu gibi maddi tazminata karar vermeli idi. Bu açıdan kararın davacı yararına BOZULMASI oyundayız.