 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Ceza Dairesi
E: 1987/739
K: 1987/2514
T: 12.05.1987
DAVA : TCK.nun 146. maddesine muhalefetten sanıklar Müslüm Yalçın, Hüseyin Arlıer, Cemal Tatar, Erhan Işık ve TCK.nun 168,169. maddelerine muhalefetten sanıklar Hüseyin Tatar, Cuma Gürsoy, Ali Yalçın'ın yapılan yargılamaları sonunda; Müslüm Yalçın, Cemal Tatar ve Hüseyin Arlıer'in TCK.nun 146/1,59. ve 2845 sayılı kanunun 39. maddeleri, Erhan Işık'ın 146/3,59 ve 2845 sayılı kanunun 39. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine, Hüseyin Tatar, Cuma Gürsoy ve Ali Yalçın'ın ise beraatlerine dair Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 7.11.1986 gün ve 1986/10 E,1986/72 K. sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi mahalli C.Savcısı ve sanıklar Müslüm Yalçın, Cemal Tatar, Hüseyin Arlıer ve Erhan Işık vekileri tarafından istenilmiş, mahkum olan sanıklar vekilleri incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle sanıklar Müslüm Yalçın, Cemal Tatar, Hüseyin Arlıer ve Erhan Işık haklarında duruşmalı diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit olundu:
KARAR : Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin kanaat ve takdirine göre C.Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün sanıklar Hüseyin Tatar, Cuma Gürsoy ve Ali yalçın'a ilişkin kısmının ONANMASINA,
Sanıklar Müslüm Yalçın, Hüseyin Arlıer, Cemal Tatar ve Erhan Işık hakkında verilen hühküm yönelen temyiz itirazlarına gelince
1 - Mahkemece THKP/C örgütü mensubu oldukları anlaşılan sanıklar Müslüm Yalçın Cemal Tatar ve Hüseyin Arlıer'in bu örgüt adına gasp suçunu işledikleri ve bu suretle TCK.nun 146. maddesinde belirtilen suçun icrai hareketlerine gerçekleştirdikleri aynı, örgüt üyesi sanık Erhan Işık'ın ise TCK.nun 146/1. maddesi kapsamında işlenen bir suça yardımcı olarak gaya suçun gerçekleşmesi için vasıtaları hazırladığı, istihbari bilgiler sağladığı cihetle eyleminin TCK.nun 146/3. maddesine uyduğu kabul edilerek bu yolda uygulama yapılmıştır.
TCK.nun 146. maddesinde yer alın Anayasal Düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs suçunda, suçun tehlike suçu oluşunun tabi sonucu olarak ancak kastedilen neticenin gerçekleşebilme tehlikesini doğuran eylemlerin teşebbüs kabulü mümkündür.
Bu nedenle, eylemin kastedilen neticeyi elde etmeye uygun ve elverişli olması ve elverişli vasıtalarla zorlayıcı eylemlere gişişilmiş bulunması, başka bir deyimle kastedilen neticeyi yani Anayasayı tebdil, tağgir veya ilga sonucunu doğurabileceğine objektif olarak ihtimal verilen, icrai hareket olarak belirmesi gereklidir.
Eyemin elverişli olup, olmadığının ise genel ve soyut bir belirleme dışında, eylemin işleniş şekli, zamanı ve diğer bütün şartları birlikte değerlendirmek suretiyle saptamak gerekir. Mezkur eylemin, elverişli vasıta ve icra başlangıcı yönünden yapılacak değerlendirilmesinde örgütsel bağlığı ve ülke genelindeki organik bütünlüğü ve bu yönden taşıdığı vahamet derecesi ile toplumdaki etkinliği suç niteliğinin tayininde önem taşımaktadır.
Bu itibarla, Anayasayayı cebren değiştirmek amacı yönünde olmakla beraber bu amaca ulaşma tehlikesi doğurmaya yetersiz ve önemsiz eylemler TCK.nun 146 maddesi kapsamına girmez.
Bu görüşlerin ışığı altında sanıkların sabit olan eşlemlerinin incelenmesi ve hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekli görülmüştür.
Sanıkların 12 Eylül 1980 hareketından sonra dağıtılan ve tesirsiz hale getirilen THKP/C örgütünün yeniden canlanmasını, etkili hale gelmesinin sağlamak amacıyle bir araya gelerek kimlikleri tesbit edilemeyen başka kişilerle birlikte teşkilatlandıkları, silahlandıkları ve asıl gayelerininde Türkiyede'ki Anayasal düzeni silahlı Halk Savaşı ile yıkıp, yerine komünist bir düzen kurmak olduğu ve bu "Gaye suçu" gerçekleştirmek için THKP/C Devrimci Direniş Ordusu adına verdikleri örgütü güçlendirme maksadı ile 11.8.1985 gecesi Ruşen KÖKTEN'in evine silahlı baskın yaparak adı geçenin 276 bin lirasını gasp ettikleri sübuta ermiştir.
Sanıkların sabit olan eylemleri bu gasp olayından ibaret olup, öncelikle halli gereken sorun bu gasp eyleminin TCK.nun 146. maddesi kapsamına girip girmmediğini saptamaktadır.
Yukarıda açıklanan belirlemeler dahilinde incelendiğinde; tebliğnamede işaret olunduğu üzere eylem, mahkemenin de kabul ettiği 12 Eylül 1980 sonrasında bu tür örgütlerin dağılıp etkisiz hale getirildiği dönemde, yeniden örgütlenmeye yardım amacına dayalı ve şahsa karşı işlenmiş olup, örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlük yönünden vehamet taşımamakta ve toplumda etkinlik yaratacak bir niteliğide bulunmamaktadır. Bu itibarla gaye suçun gerçekleştirilmesine yönelik cebre dayalı icrai hareket olarak kabulü, bu gayeye ulaşmak tehlikesi doğurmaya yetersiz ve önemsiz bir eylem niteliği taşıması nedeniyle mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle mahkemeni, eylemin TCK.nun 146. maddesi kapsamına girdiği yolundaki kabulünde isabet görülmemiştir.
Açıklandığı üzere sanıklar illegal bir örgüt üyesi olup, ayrıca bir eylemde bulunmuşlardır. Bu noktada örgütün niteliğinin tesbiti gerekmektedir. TCK.nunn 141/1. maddesinde tanımı yapılan cemiyet, Anayasaldüzeni değiştirmek ve bu itibarla TCK.nun 146/1. maddesi kapsamına giren bir suçu oluşturmak ortamını hazırlamak amacını güder. Bu özelliği itibarıyle TCK.nun 168. maddesinde yer alan silahlı çete ile ortak amaçlar birleşir. Ancak, bu cemiyet hedefe varma yolları açıklanmamış mücerret bir kurtuluş olma niteliğini ve safhası itibariyle çeteden ayrılır. Çete çok daha ileri bir safha sayılan gaye suçun işlenmesini sağlamak amacıyle hiyararşik ve organize teşkilatlanmayı öngören, silahlanma ve zorla hedefe varma halinde bünyesinde taşıyan bir kuruluştur.
Sanıkların dahil oldukları örgütün tanımı yapılan ve TCK.nun 168. maddesinde nitelikleri belirlenen silahlı çete olarak kabulü ve elde edilen deliller karşısında zorunlu bulunmaktadır.
Bu nedenlerle sanıklar Müslüm Yalçın, Cemal Tatar ve Hüseyin Arlıer'in "Hususi ve vazifei haiz olarak" silahlı çete mensubu bulunmaları nedeniyle TCK.nun 168/1 ve icra ettikleri silahlı gasp eyleminden dolayı'da ayrıca TCK.nun 497/2. maddesi uyarınca ve diğer sanık. Erhan Işık'ın ise silahlı çetenin sail feradı kabul edilerek TCK.nun 168/2 ve silahlı gasp olayının işlenmesine uygun vasıta hazırlamak ve istihbari bilgiler sağlamak suretiyle müzaharet ve muavenetde bulunmaktan ayrıca TCK.nun 497/2, 65/3 maddeleri uyarınca tecziyeleri gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2 -( Yaşamak güzel şey be kardeşim) adlı kitap hakkındaki yasaklama kararı ve bu kararın akibeti araştırılmadan, kitapta suç unsuru bulunduğu tesbit edilmeden yalnızca Emniyet Müdürlüğü'nün 18.9.1985 gün ve 7680 sayılı yazısına dayanılarak müsaderesine karar verilmesi kanuna aykırı,
3 - karardan sonra yürürlüğe giren 3352 Sayılı kanunla, kanunlarda yer alan Emniyeti Umumiye Nezareti altında bulundurulma cezası ve tetbiri ile ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmış bulunmasına nazaran sanıklar hakkında muayyen yerlerde ikametle Emniyeti Umumiye Nezareti Altında Bulundurulmalarına karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiş, ve C.Savcasının sanık Erhan Işık hakkında verilen hükme yönelen temyiz itirazları ile sanıklar Müslüm Yalçın, Cemal Tatar, Hüseyin Arlıer ve Erhan Işık vekillerinin temyiz itirazlarının ve duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmalarının bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı tebliğnamedeki istem gibi BOZULMASINA, 12.5.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.