 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1987/8802
K: 1987/8487
T: 29.06.1987
DAVA : Mustafa vekili ile Orman Genel Müdürlüğü vekili ve müdahil F. Nedime vekili aralarındaki orman tahdidinin iptali davasının reddine dair. (Kartal birinci Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 31.3.1987 gün ve 66/337 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmaz, dava devam ederken davacı tarafından davaya müdahale eden F. Nedime'ye temlik edilmiştir. Son yargılama oturumunda davacı vekili davayı takip etmeyeceğini bildirmiş, davalı da buna karşı itirazda bulunmamıştır.
Oysa, o oturumda dava edilen taşınmazı devir alan kimse bu sıfatla davaya müdahale etmek istediğini bildirmiştir. Mahkemece tarafları ilgilindiren asıl uyuşmazlık hakkında hiç bir karar verilmemiş, müdahale eden F. Nedime'nin müdahale talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davanın müracaata bırakılması halinde böyle bir davaya davacı yanında müdahale söz konusu olamayacağından devir alanın müdahale isteğinin reddine karar verilmesi doğru olurdu. Ancak meseleyi HUMK.nun 409 ve 53. maddeleri çerçevesinde çözmek mümkün görülmemektedir. Zira, davacı, dava, ettiği şeyi temlik ettiği için davayı izlemeyi faydasız görmekte ve kendisinin yerine devir alanın geçmesini arzulamaktadır. Bu durumda meselenin HUMK.nun 186. maddesi hükmüne göre çözümlenmesi gerekecektir.
Davacı, davalı şeyi müdahil Fb. Nedime'ye devrettiğine göre, bu durumda ancak orman idaresi bir seçim hakkına sahiptir. İsterse, davayı devralana yöneltir. Başka deyimle devralanın davacının yerine davaya girmesine izin verir. İsterse, eski davacısı ile olan davasını tazminata çevirir. Nitekim seçim hakkını kullanarak bu değişiklikleri meydana getiren davalı, müdafanın değiştirilmesi yasağı ile karşılaşmaz. Zira, HUMK. nun 202/f. 3'e göre bu durum istisna sayılmıştır.
Davalı davasını eski davacıya karşı tazminata çevirdiği takdirde davacı davalı şey ve hak üzerinde davayı yürütebilmek sıfatını kaybeder. Davacı sıfatı devralana geçmiştir. devralan bu hakkını yeni bir dava ile takip edebilecektir. (Yargıtay ticaret Dairesi, 10.11.1950 T., 356/4812). Yalnız devralanın davayı takibi davalının muvafakatına bağlı olup, o kendiliğinden davaya kaldığı yerden devam edemez. İşte, bu durumda davalı ikinci bir davaya muhatap olacağından ilk davada boş yere müdafada bulunmuş demektir. Bu nedenle o, davalı hakkın devrine kadar olan giderlerinin ödenmesini eski hasmından yâni devredenden istiyebilecektir. Her ne kadar Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 7.7.1955 tarihli 2435/4193 sayılı kararın da devralan kimsenin davacının yerine geçeceği ve onun hak ve yetkilerini kullanabileceği belirtilmiş ise de, bu görüşün kabulü halinde HUMK.nun 186 maddesine olduğundan değişik bir anlam verilmiş ve davalının davayı tazminata çevirme yetkisi ortadan kaldırılmış olur. Bu çözüm tarzı hem Yasaya hem demefaatler vaziyet'ine aykırı düşer. 13. Hukuk Dairesi'nin 20.4.1981 günlü kararından YKD. 1982/12; Prof. S. üstündağ, M. Yargı Usulü, sh. 485) açıklandığı gibi, bu durumda hakim yargılama sırasında dava edilen hakkın devredildiğini (temlik edildiğini) öğrenir öğrenmez. öteki yanın HUMK.nun 186. maddesindeki olanaklardan hangisini seçmek istediğini görevinden ötürü re'sen sorup ona seçimlik haklarından birini kullanması için gerekli öneli vermelidir. Böylece yalnız davanın yanlarına verilmiş olan sseçim hakkının kullanılmasına imkan verilmiş olur. Davalı, yasadaki bu iki hakdan birini kullanmazsa devreden davacının, davadaki davacı olma niteliği yitirilmiş olacağından usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir. Herne kadar davalı davacının davayı müracaata bırakma isteğine karşı çıkmamışsa da bu durum seçimlik hakkın kullanılmaması anlamına gelmez. Bu yönün davalıdan sorularak amacın tesbit edilmesi gerekir. Tazminata ilişkin seçim hakkının kullanılmamasının davanın üçüncü kişi tarafından izlenmesine muvafakat anlamına gelip gelmeyeceğinin tartışılması icabeder.
Mahkemece davalının seçim hakkı sorulmadan ücüncü kişinin davaya müdahale etmesine ilişkin istemin reddine karar verilmesi ve bu suretle davadan hakimin el çekmesi ve uyuşmazlığı olduğu gibi bırakması Yasaya aykırıdır. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1500 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.6.1987 tarihinde oybirliği ile karar verildi.