 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1987/5742
K: 1987/5918
T: 30.04.1987
DAVA : Mustafa vekili ile Mehmet ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda, tarafların sulhuna dair, (Fatsa Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 4.12.1986 gün ve 329/611 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Münire tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı Mustafa, dava konusu 697 parselde anası Fatma'nın pay sahibi olduğunu, Fatma'nın ölümü ile babası ve diğer mirascılarına kaldığını, bunlar tarafından tasarruf edildikten sonra hisseli bir şekilde taksim edildiğini ancak kaydın dava dilekçesinde 1'den 9 sıra numaraya kadar isimleri yazılı şahıslar adına tesis edilmiş bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile taşınmazın dilekçede gösterilen paylar oranında kendisi ile Zeynep ve Murat adlarına tapuya tescilen karar verilmesine istemiştir. Mahkemece davacı ile davalılardan Mehmet arasında yapılan suh akdi ve davacının diğer davalılar hakkındaki davasını atiye terketmesi gözönünde tutularak dava konusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir. Hükmü temyiz eyleyen davalılardan Münire kendisinin de davacı gibi mirascı olduğunu, bu itibarla davacının yalnız başına daavlılarla sulh yapmaya yetkili olmadığını, hükmün bu bakımdan kendisini ilgilendirdiğini ileri sürmüş ve bozulmasını istemiştir. Dava dilekçesinde davacı taşınmazın miras bırakan Fatma'dan kaldığını ileri sürmüş ve hisseli bir şekilde taksim edildiğini bildirmiş ise de bu durumu belgeleyecek bir delil göstermemiştir. Mahkemece bu yönler araştırılmamıştır. Dava konusu taşınmaz Fatma'dan kalmış olup da iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi ise önce dava şartı bakımında uyuşmazlığın incelemeye tabi tutulması gerekir. Daha açık deyimle taksim isbatlanamadığı takdirde iddia şekline göre dava koşulu üzerinde durulması icap eder. Davacıdan bu maksatla miras bırakanına ait mirascılık belgesi istenmesi, davacıdan başka mirascı bulunup bulunmadığının araştırılması, bunların davacı veya davalı olarak davada temsil edilip edilmediklerinin saptanması ve bundan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekir. Taşınmaz taksime tabi tutulmamış olup iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi ise mirascılardan yalnız birisinin yaptığı anlaşma diğerlerini bağlamaz. Bu bakımdan böyle bir anlaşma geçerli olmaz. Çünkü, iştirak halinde mülkiyetde MK.unnu 629, 630 ve 581. maddeleri hükümlerine göre birlikte tasarruf kuralı caridir. O itibarla taksim yoksa bu anlaşma daha doğrusu üçüncü kişilerle yapılan anlaşma mirascılar bakımından bir hüküm ifade etmez. Mahkemece bu yönler üzerinede durulmamış taksim edilip edilmediği araştırılmadan sadece mirascılardan davacı ile davalılardan Mehmet arasında yapılan anlaşmaya değer veriler hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı ve temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA) ve 3900 lira peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.4.1987 tarihinde oybirliği ile karar verildi.