 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1987/4687
K: 1987/6627
T: 30.06.1987
DAVA : 2911 sayılı kanuna aykırılıktan sanıklar İsmail Akman, İsmail Duvaryapar, Seyit Ertul, Şerafettin Ertul, Yusuf Yiğit, Muhammet İhtiyar, Mehmut Taşkın'ın yapılan yargılanmaları sonunda, 2911 Sayılı Kanunun 28/1, TCK.nun 59, 2845 Sayılı Kanunun 39. maddeleri uyarınca 1 er yıl 3 er ay hapis, 8333 er lira ağır para cezasıyla hükümlülüklerine, 5 er ay süre ile genel güvenlik gözetimi altında bulundurulmalarına, Şerafettin Ertul ve İsmail Akman'ın 2911 Sayılı kanunun 119. maddesi uyarınca şoför ehliyetnamelerinin 5 er ay geri alınmasına dair KONYA Devlet Güvenlik Mahkemesinden verilen 10.4.1987 gün ve 9 E. 12 K. sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 21.5.1987 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Sanıklara hükmolunan cezanın türü ve tutarına göre duruşma isteğinin reddine: Dosya üzerinde yapılan incelemede:
1 - Türban yasağını protesto amacıyla biraraya gelen ve yaklaşık 200 kişiyi bulan topluluğun Konya eski Belediye binası önnünde başlayan ve amaçladıkları Mevlana türbesi önüne varmadan 200 metre ilerdeki Kayalıpark'ta son bulan kanunsuz yürüyüş sayılan eylemlerinde:
Sanıkların savunmalarının aksine bu kanunsuz yürüyüşün yönetici ve düzenleyicisi oldukları hususunda kesin kanıt bulunmadığı, sanıklar İsmail Akman, Seyit Ertul, Şerafettin Ertul ve İsmail Duvaryapar'ın polisin dağılın ikazını kalabalığa intikal ettirmeleri polise yardımcı olmaktan öte olayın düzenleyicisi ve yöneticisi olmalarını göstermeyeceği, keza sanıkların bir kısmının çekilen resimlerde bulunmasının ve ayrı mesleklerden olmasının ve biraraya gelmesinin böylesine bir davranış içinde olmalarının kesin kanıtı sayılamayacağı ve böylece uygulanan maddedeki suçun oluşmayacağı ve ayrıca vaki, ihtar üzerine yürüyüşün kendiliğinden dağılmış olması nedeniyle de 2911 sayılı yasanın 32/1. madde ve fıkrasında yazılı suçun oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2 - Kabule göre, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 3352 sayılı yasanın 1. maddesi ile emniyeti umumiye cezaları kaldırılmış bulunduğundan TCK.nun 2. maddesi karşasında hükmün bu yönden de bozulmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30.6.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.