 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1987/2229
K: 1990/13288
T: 12.11.1990
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında dava ve temyiz konusu 798 parsel sayılı 17000 m2. yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına, zilyetliğe ve miras yoluyla paylaşmaya dayanılarak davacı ve müşterekleri adına eşit paylarla tesbit edilmiştir. Taşınmazın yüzölçümünün 22.000 metrekareye çıkarılmasına yönelik itirazı komisyonca reddedilen davacı tesbitin dayanağı olan tapu kaydına, dayanarak tesbit dışı bırakılan ve dere olarak sınır gösterilen yer hakkında dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve A = 2299 m2. yüzölçümündeki taşınmazın eklenmek suretiyle 798 sayılı parselin 19.299 m2. olarak davacı ve müşterekleri adına eşit paylarla tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Tesbit sırasında dava dışı 798 parsel sayılı 17000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, davacı adına tapu kaydına dayanılarak tesbit edilmiş ve bu tesbit itirazsız kesinleşmiştir. Parselin kadastro sırasında düzenlenen haritasında kuzey sınır dere niteliği ile tapulama dışı bırakılmıştır. Mahkemece tapulama dışı bırakılan yerden A = 2299 m2.lik bölümün ayrılarak davacı ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Oysa; kadastro hakimi hakkında tapulama tutanağı düzenlenen taşınmaz ile ilgili uyuşmazlıkları çözümler. Dava konusu yer hakkında tapulama tutanağı düzenlenmiş ve tapulama dışı bırakılma işleminde kesinleşmiş olduğuna göre uyuşmazlık, kadastro mahkemesince çözümlenemez. Mahkemece bu yön gözönünde tutularak mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin Usulün 27. maddesi hükmünce reddine, dava konusu olmayan 798 sayılı parsel tutanağı ve eklerinin kadastro müdürlüğüne iadesine, dava dosyasının da Lüleburgaz Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin içine girilerek esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.11.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.