 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1987/14009
K:1987/26043
T:12.11.1987
* TAPULAMA TESBİTİ İMAR VE İHYA
ÖZET:Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, kamu hizmetine özgülenmeyen [tahsis edilmeyen] yerlerin masraf ve emek sarfi ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi durumunda, taşınmazın imar ve ihya eden kişi adına tesbit ve tapuya tescil edilmesi gerekir. Ancak ilçe ve kasabaların imar planını kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 14, 17, 17/son)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde Olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında dava konusu konusu taşınmaz ihyaya konu olduğundan söz edilerek Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, nizalı parselin Hazine adına tapuya tesciline, davacı yararına Tapulama Kanununun 37. maddesi hükmünün uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1 - Nizalı taşınmazın, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden iken 27.3.1950 gününden önce davacı tarafından ihya olunarak kültür arazisi haline getirildiği mahkeme yapılan keşil ve uygulama, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, toplanıp değerlendirilen diğer delillerle saptanmıştır. Bu nedenler ve kararda gösterilen diğer gerekçelere göre davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE.
2 - Davacının temyize gelince: Mahkemece nizalı taşınmazın öncesinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, 27.3.1950 gününden önce davacı tarafından para ve emek sarfıyla ihya olunarak kültür toprağı haline getirildiği, ancak bu nite tikteki yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabına yasal olanak bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine, taşınmazın hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Gerçekten, tapulama tespit gününe göre bu nitelikteki yerlerin ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisabı olanaksızdır. Ne varki, 766 sayılı Tapulama Kanunu hüküm gününden sonra yürürlüğe giren 340 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmış, sözü edilen yasanın ek 4 maddesi ile; anılan yasa hükümlerinin tesbit davalarda da uygulan ması gerekeceği ilkesi getirilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde ise, aynı Yasanın 14. maddesinde yazılı şartların gerçekleşmesi halinde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerlerin masraf ve emek sarfıyla imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi halinde taşınmazın imar ve ihya eden kişi adına tespit ve tapuya tescil edileceği hükmü getirilmiş, 17. maddenin son fıkrasında da II, ilçe ve Kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz malla da bu hükmün uygulanamayacağı vurgulanmıştır. O halde, mahkemece 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde yazılı koşulları davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu nedenlerle davacını temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 12.11.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.