 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/8137
K: 1987/10770
T: 03.11.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalılardan (N.Ş.) tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 915.000 lira kira parasının tahsili isteminden ibarettir. Mahkeme tahliyeye ve 345.000 lira kira alacağının tahsiline karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
B.K.'nun 260 ncı maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasının kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu sonuçsuz kalırsa şartları haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi, ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen 30 günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası, götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda: Davacı kiralananı 5.3.1984 tarihinde satın aldığını, davalı ile 1984-1985 yılı için 240.000; 1985 - 1986 yılı için 300.000; 1986 - 1987 yılı için 375.000 lira kira parası ödemesi hususunda sözlü olarak anlaştıklarını, temerrüt ihtarına rağmen bahsi geçen kira paralarının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı eski malik (O.T.) ile yapmış olduğu anlaşma gereği kiralananda oturduğunu, dava konusu yerin emsallerine göre senelik rayiç kira parasının 150.000 lira olduğunu, davacı ile kira ilişkisi ve anlaşması olmadığını savunmuştur. Davalının bu beyanı dava konusu yerin senelik kirasının 150.000 lira olduğunun ve davalının bu para ile burada oturduğunu gösterir nitelikte değildir. Davacı şirket davalı ile sözlü olarak anlaştığını bildirdiğinden, kira miktar itibariyle bu ilişkinin mevcudiyetinin tanıkla isbat olanağı yoktur. Davacı dava dilekçesinde yemin deliline dayanmıştır. Davacıya yemin hakkını kullanıp kullanmayacağı hususunda hatırlatma yapılması, kira ilişkisi ile senelik kira miktarı hususunda davalıya yemin teklif ederse bu teklifin davalıya tevcihi, yemin eda edilirse sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu hususlar nazara alınmadan davalının mücerret beyanı nazara alınıp davanın kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 3.11.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.