 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/7731
K: 1987/10066
T: 20.10.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı banka halen Harbiye'deki mülkiyeti kendisine ait şube binasının ihtiyaca yeterli olmadığını, bu amaçla kiralananı ve bitişiğindeki dükkanı satın aldığını, bu ikisini birleştirip şubeyi buraya nakledeceğini iddia ile kiralanının tahliyesini istemiştir. Davalı ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını, şube nakli hususunun yasa gereği izne tabi olduğunu, bu iznin alınmamış bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkeme savunmayı esas alarak şube nakli hususunda izin alınmadığından bahisle davayı reddetmiştir. 2.5.1985 günlü Resmi Gazeüte'de yayınlanan 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca merkez şubeleri hariç diğer şubelerin açılmasını ve nakillerini bakanlıktan izin alınmasına bağlamıştır. Aynı yasanın 3 üncü maddesinde bakanlık ifadesinin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı bulunduğu bakanlığı ifade ettiği; müsteşarlığın da Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nı ifade ettiği belirtilmiştir. 15 inci madde uyarınca başvuruların müsteşarlığına, yani Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına yapılması gerektiği belirtilmiştir. Dosyaya ibraz edilen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 6.6.1984 günlü genelgesinde 5 km içerisinde şube nakillerinde izne gerek olmadığı belirtilmiş, 19.2.1987 günlü Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın davacı bankaya hitaben yazdığı yazıda da Bankalar Kanunu'nun ilgili maddelerinden bahsedilerek dava konusu yerin şube olarak kullanılması için izne gerek olmadığı ifade olunmuştur. Bu haliyle davacı banka şubesinin kiralanana naklende izne gerek olmadığı yetkili makamca belirtilmiştir. Mahkemenin kabul ettiği gibi genelge yasa maddesini değiştirmiş değildir. Kaldı ki özel olarak davaya konu olan hadise için yetkili merciin davacı bankaya hitaben yazdığı yazı olaya açıklık getirmiştir. Bu bakımdan mahkemenin aksine olan görüşü doğru değildir. Kiralananla onun bitişiğindeki dükkanın birleşmesinin mimari yönden mümkün olduğu, basit bir tadilatla bunun gerçekleşeceği de keşfen saptanmıştır. Bankalar Kanunu'nun 50/2 nci maddesi uyarınca bankalar ticaret amacıyla taşınmaz mal alımı satımı işi ile uğraşamazlar. Bu itibarla davacı bankanın kiralananı ihtiyacı dışında kullanması mümkün olmadığından ihtiyacın gerçek ve samimi olduğunu kabul etmek gerekir.
Bu hususlar nazara alınarak subüt bulan davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken aksi görüş ve düşünceyle davanın reddi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20.10.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.