 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/7559
K: 1987/11200
T: 10.11.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminden ibarettir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Kira sözleşmesinde kiralananın ne için kullanılacağı yazılmış ve kiracı da buna aykırı olarak kullanma şeklini değiştirmiş ise akde aykırı hareket etmiş olur. Bu değişmenin kiralanana zarar verip vermemesi önemli değildir. Ancak açıktan fena kullanma hali hariç akte aykırılık nedeniyle tahliye davası açılabilmesi için de kiralananın eski hale getirilmesi maksadıyla kiracıya ihtarname keşide edilmesi, ihtarnamede makul ve münasip bir süre verilmesi ve bunun sonuçsuz kalması gerekir.
Olayımızda, davacı, kiralananda yumurta satışı yapılması için davalılara kiraya verildiği halde sözleşmeye aykırı olarak peynir ve çökelek imal ettiklerini, ihtarla verilen süreye rağmen eski hale getirmediklerini ileri sürerek taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı (T) kiralanana girdikleri gündenberi çökelek sattıklarını savunmuş, diğer davalı duruşmalara gelmemiştir. Mahkeme, iddia edilen işin, kiralananda yapılmasının çevreye ve taşınmazın aynına zarar vermediğini, bu halin olması halinde çevre sağlığı müdürlüğü ile belediyenin gerekli önlemi alacaklarını gerekçe göstererek davayı reddetmiştir.
Taraflar arasında yapılan 1.9.1983 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile, taşınmazda yumurta satışı yapılmak üzere kiraya verildiği, davalıların bu yeri peynir ve çökelek imalathanesi olarak kullandıkları, verilen 15 günlük süreye rağmen eski hale getirmedikleri anlaşılmaktadır. Mahkeme de bu durumun varlığını kabul etmiştir. Bütün sorun bu halin akte aykırılık teşkil edip etmeyeceği hususunda toplanmaktadır. Yukarıda da açıklandığı gibi bu gibi durumlarda akte aykırılığın kabulü için, sözleşmeye konulan kullanma şekline aykırı olarak yapılması için kiralanana zarar vermesine gerek yoktur. Kiralananın kullanma şeklini değiştirmemektir. Mahkemenin kabul ettiği olgu, kira sözleşmesine uygun olarak yapılanı, kullanmada kullanmanın taşınmaza zarar vermesi halinde sözkonusudur. Yoksa kiralananda yapılacak iş belirtilmiş ve kiracı da bunun dışında iş yapıyor ise akte aykırılığın varlığını kabul etmek gerekir. Ancak davalı (T.) kiralanana ilk girdiklerinden beri bu yerde peynir ve çökelek sattıklarını beyan ettiğine göre bu hususun araştırılması gerekir. Şayet davalının beyan ettiği gibi bidayetten beri taşınmazda akde aykırılık teşkil ettiği iddia edilen iş yapılıyor ve davacı da bu durumu bildiği halde ses çıkarmıyor ise davacıyı iyiniyetli kabul etmek mümkün değildir. Zira kötüniyeti kanun himaye etmez. Bu konuda varsa taraf delilleri toplanıp varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmek icap ederken yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.11.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.