 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/5390
K: 1987/5031
T: 22.04.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 6570 sayılı Yasanın 7/son maddesi gereğince kiralananın boşaltılması istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
6570 sayılı Yasanın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davasında, davalı veya eşine ait olduğu ileri sürülen konutun kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları içinde olması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Bu iki koşulun birarada bulunması zorunludur. Ankara-İstanbul-İzmir gibi büyük şehirlerde belediye hududu ifadesi ilçe belediyelerini değil büyük şehir belediye hududunu içerir. Mücavir alanda olduğu halde belediye hududu içindeki yerlerden farksız her türlü belediye hizmetlerinden yararlanılan yerler de bu maddenin kapsamı içinde sayılır. Zira kanun koyucunun amacı, davalının kiralanan gibi varlığı ileri sürülen evinde rahatlıkla oturabilmesidir. Davalı veya eşine ait evin mutlaka tapulu olması gerekmez. Tapusuz konutlarla, kurası çekilip aidiyeti belli olan kooperatif konutları da madde kapsamına girmektedir. Yine muristen kalan, henüz taksim edilmeyen taşınmazda davalı veya eşine payı itibariyle bir konut isabet ettiği keşfen saptanırsa o da maddenin uygulanması için yeterli sayılır.
Olayımızda; davalının aynı şehir ve belediye hudutları dahilinde evi olduğu ihtilafsızdır. Davalı; bu evin küçük olup, sosyal durumları ve ailenin nüfus sayısı itibariyle yetersiz olduğunu, bu nedenle de oturulabilir nitelikte bulunmadığını savunmuştur. Gerçekten evin 2 oda 1 salondan ibaret olduğu, davalının ve ailesinin halen oturmakta oldukları kiralanan ise 3 oda 1 salondan müteşekkil bulunduğu saptanmıştır. Davalının 1968,1970,1976,1983 doğumlu cinsiyetleri farklı 4 çocuğunun bulunduğu anlaşılmıştır. Yapılan keşifle davalının savunması çerçevesinde onun evinin yeterlilik bakımından oturulabilir nitelikte olup olmadığı incelenmemiştir. Yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde bu hususta bilirkişiden ek mütalaa alınarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken bundan zuhul ile eksik inceleme ile tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.4.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.