 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/5217
K: 1987/10690
T: 03.11.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan (H.A.) tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, üç parça taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre 1342-1393 parsel sayılı taşınmaza ait temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde bina,ağaç, vesaire gibi muhtesat varsa bunlar M.K.'nun 619. maddesi uyarınca arzın mütemmim cüz'ü sayıldığından arzla birlikte satışına karar verilir. Ancak bunların bir kısmı paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorsa o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Oran kurulurken muhtesatın ve arzın dava tarihi itibarıyla ayrı ayrı değeri takdir ettirilir, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri saptanır, bulunan tüm değer muhtesat bedeline ve arzın kıymetine ayrı ayrı oranlanarak yüzde itibariyle ne kadarının muhtesata, ne kadarının arza isabet ettiği belirlenir. Satış bedelinin dağıtımında da bulunan bu yüzde nisbetler gözönünde tutularak muhtesata isabet eden kısmın sadece muhtesat sahibine veya payları nisbetinde sahiplerine, arza isabet eden kısmın da payları oranında tüm paydaşlara verilmesi icabeder.
Muhtesatın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa aidiyetinin anlaşılması halinde bu şahsı muhtesat nedeniyle davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımızda: Dava konusu 1392 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki evlerin paydaşlardan (E.G.)'e ait olduğu tapunun beyyanlar hanesinde yazılıdır. Yukarıdaki esaslar nazara alınarak oran kurulması ve satış bedelini bu oran dahilinde tevzii gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. maddede açıklanan nedenle 1342 ve 1393 sayılı parselere ilişkin hüküm kısmının ONANMASINA, 2. maddede açıklanan sebeple 1392 parsele ait hüküm kısmının BOZULMASINA 3.11.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.