 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/4978
K: 1987/6650
T: 01.06.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava yargılamanın iadesi talebine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosya kapsamına toplanan delillere davacılardan Mustafa Çolak'ı feragata ilişkin avukatı Ömer İpgin'e verdiği vekaletin sahteliği hususunda bir idiada bulunmamasına göre bu davacının davasının reddi doğru olmakla buna yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2 - Davacı Yılmaz Eraslan'ın temyizine gelince; şuf'a davasında Yılmaz Eraslan'ın davadan feragata ilişkin avukatı Ömer İpgin"e verilmiş bir vekaletnamesinin bulunmadığı, bu yolda düzenlenen vekaletnamenin sahte olduğu, sahte vekalete dayanılarak avukat Ömer İpgin'in şuf'a davasından feragat ettiği, mahkemenin de bu feragatı esas alarak şuf'a davasını reddettiği olaylara ilişkin kesinleşen ceza dosyasından ve şuf'a davası dosyasından açıkça anlaşılmaktadır Ceza mahkemesi kararı 7.3.1986 tarihini taşımaktadır. HUMK.nun 447. maddesi uyarınca sahtelik hakkında verilen hükmün kesinleşmesinden itibaren 3 ay içerisinde yargılamanın iadesi davasının açılması gerekir. Yargılamanın iadesi davası ceza mahkemesi kararından çok önce 26.4.1984 tarihinde açıldığına göre süresinde ikame edilmiştir. Ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinden önce bu davanın açılmasında bir sakınca yoktur. Bu itibarla mahkemenin yargılamanın iadesi davasının süresinde açılmadığı görüşü yerinde değildir. Kesinleşen hukuk mahkemesi kararı ancak yargılamanın iadesi yoluyla değiştirilebilir. Mahkemenin kabul ettiği gibi feragat iptali davası açılması düşünülmez. Bu durum karşısında HUMK.nun 450. maddesi uyarınca Yılmaz Eraslan yönünden yargılamanın iadesi davasının kabulüne karar verilmesi yeniden muhakeme yapılarak hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekir. Bundan zuhul ile Yılmaz Eraslan için de yargılamanın iadesi talebinin reddine karar ittihazı Usul ve Yasaya aykırı olmakla hükmün bu kısmının bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarda 1. bentte açıklanan sebeple Mustafa Çolak'ın davasının reddi kararı doğru olmakla ONANMASINA 2. maddede izah olunan nedenle Yılmaz Eraslan yönünden onun lehine hükmün BOZULMASINA, 1.6.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.