 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/4834
K: 1987/6756
T: 03.06.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 80.000 lira kira alacağının tahsili isteminden ibarettir. Mahkeme kiralananın tahliyesine karar vermiş, alacak hususunda herhangi bir karar vermemiş, hükmü davalı vekili tahliyeye yönelik olarak temyiz etmiştir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 2814 sayılı Kanunla değişen 22. maddesinde; ortak giderlerden kiracı da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Kiracı, kiralayan adına ödediği ortak gideri kira borcundan mahsup edecektir. Yasanın değişik bu hükmü 14.4.1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olayımızda, davacı yapılan ihtar ve verilen mehle rağmen Haziran 1986 ayına ait kira parasını ödemeyen davalının temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalı ihtara konu ay kirasını davacı adına binada yapılacak tamirat için avans olarak yönetime ödediğini bu durumdan davacının haberi olduğunu yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkeme yönetime ödenen paradan, davacının haberi olmadığına yemin ettiğinden ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden bahisle kiralanın tahliyesine karar vermiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesine göre, aylık kiranın 80.000 lira olduğu temerrüt ihtarına konu ay kirasının davalı tarafından burada yapılacak tamiratlar için yönetime ödendiği ihtilafsızdır. Bütün sorun bu gibi ödemelerin yapılması hallerinde kiralayana önceden haber verilip verilmeyeceği hususunda toplanmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi müşterek ve müteselsil sorumluluk nedeniyle kiracının işgal ettiği kiralanana isabet eden 634 sayılı Kanunun 20. maddesinde yazılı giderleri ödeme zorunluluğu vardır. Bunun sonucu olarakta yaptığı ödemeleri kiralayana haber vermeden kira parasından mahsup etmeğe yasal hakkı bulunmaktadır. Bu durumda davacının temerrüdünden bahsedilemez. İsbat edilen bir konuda karşı tarafa yemin teklif edilmesi onun da yemin etmesi hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle, tahliye talebinin reddine karar verilmek icap ederken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usûl ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirzlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 3.6.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.