 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/3634
K: 1987/9615
T: 12.10.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, 4 parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Mahkeme birinin satışı, diğerlerinin taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1 - 6785 sayılı İmar Kanunu ile 1605 sayılı kanun 3194 sayılı yeni İmar Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni yasa 10.11.1985 tarihinde yürülüğe girmiştir. Bu yasa kamu düzeniyle ilgili olduğundan eldeki davalara da uygulanması gerekmektedir. Anılan yasanın 16. madesinde belediye ve mücaviralan hudutları içindeki taşınmazların ifraının belediye encümenlerince, bu alanların dışındaki taşınmazların ifrazının ise il idare kurullarınca onaylanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Aynı maddenin son fıkrası uyarınca bu esasların ortaklığının giderilmesi davalarında uygulanması icap eder. Mahkeme dava konusu taşınmazlardan üçünün bilirkişi raporunu esas alarak taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiştir. Ancak, taşınmazlar köy hudutları içerisinde taksimin mümkün olup olmadığının sorulması, onay alındıktan sonra taksime karar verilmesi, aksi halde satış suretiyl ortaklığın giderilmesi gerekir.
2 - Satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyeti hususunda ittifak yoktur. Zira dava bir kısım davalıların gıyabında cereyan ettiğinden o konuda onların beyanı alınmamıştır. Bu durumda muhdesat M.K.'nun 619. maddesi uyarınca arzın mütümmim cüz-ü kabul edilerek birlikte satılması, satış bedelini tapu kaydı ve veraset belgesindeki oranlar dahilinde dağıtılması, muhdesatta hak iddia edenin satıştan sonra payadaşlar aleyhine haksız zenginleşme hükümlerine göre dava açmakta muhtariyetine karar verilmesi gerekirken bundan zuhul ile mahiyeti anlaşılmayan bir arası dahilinde satış bedelinindağıtılmasına hüküm tesisi yersizdir.
3 - Taksimine karar verilen taşınmazların belirlenen değeri üzerinden binde iki oranında harç alınması gerekirken bundan zuhul edilmesi, davanınözelliği itibariyle davacı vekiline takdir edilen ücreti vekaletin payları oranında davalılardan tahsili gerekirken tamamının davalılara yükletilmesi doğru değildir.
Bu nedenle hükümü usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklana sebeple hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.