 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/21
K: 1987/3723
T: 27.03.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı boşaltma davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava, temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Kira sözleşmeleri (E.E.), (N.A.) ve (Y.E.) ile davalı arasında yapılmıştır. Sözleşmelerde her bir kiralayana hisseleri oranında kira bedeli ödeneceği açıkça belirtilmiştir. Kiralayanlardan (E.E.) ve (N.A.) davalının kendi paylarına düşen kira bedelini ödemediklerinden ve bu konuda çekilen ihtarın sonuç vermediğinden bahisle işbu davayı açmışlardır. Davalı yanında davaya müdahil olarak katılmak isteyen (Y.E.) davaya muvafakat etmediğini belirtmiş, mahkeme de kiralayan üç kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, bunlardan (Y.)'ın davaya muvafakat etmediğini gerekçe göstererek davayı reddetmiştir.
Birden fazla kiralayan olması halinde kira sözleşmesinde her bir kiralayana ödenecek kira miktarı belirtilmiş ve buna uygun olarak ödemeler yapılagelmiş ise bu ödemelerin herhangi bir nedenle yapılmaması halinde kiralayanlardan her birinin yalnız başına temerrüt ihtarı göndererek, şartlar oluştuğunda, yine yalnız başına tahliye davası açma hakkı vardır. Bu gibi hallerde temerrüt ve iki haklı ihtar nedeniyle açılacak davalarda zorunlu dava arkadaşlığından söz edilemez. Mahkemenin aksine olan görüşü doğru değildir.
Olayımızda: Sözleşme uyarınca kira bedellerinin payları oranında kiralayanlardan her birine ödendiği anlaşılmaktadır. Kiralayan, iki davacıya ihtarlara konu teşkil eden ayların kiralarını ödememiştir. Davacılar temerrüt sesebiyle dava açmışlardır. Davalı temerrüde konu ayların kirasını kiralayanlardan (Y.E.)'a ödediğini savunmuş (Y.) da bunu doğrulamıştır. Davacıların paylarına isabet eden kira bedellerinin kira parasını almaya yetkisi bulunmayan (Y.)'a ödenmesi davalı borçluyu borcundan kurtarmaz. Bu itibarla davacılar yönünden davalının temerrüdü gerçekleşmiştir. Bu hususlar nazara alınarak sübut bulan davanın kabulü ile kiralanının tahliyesine karar verilmesi gerekirken aksi görüş ve düşünce ile reddi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 27.3.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.