 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/16524
K: 1988/4220
T: 21.03.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, konut ihtiyacı nedeniyle tahliye isteminden ibarettir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı; kendisinin iki oda bir salondan ibaret evinde üç çocuğu ile birlikte oturduğunu, bu evin çocuklarının büyümesi sebebiyle konut ihtiyacının sağlıklı bir şekilde karşılamadığını, özellikle askerden dönen oğlunun ayrı bir konutta oturmak ihtiyacı olduğunu ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı, asıl davayı kabul etmemiş, davacının ihtiyacının samimi olmadığını, davanın kirayı artırmaya yönelik olduğunu savunmuştur.
Mahkeme ilk oturumda Usulün 180 ve 200. maddelerindeki hükümlerden esinlenerek taraflara iddia ve savunmalarında sözü edilen delillerini ikame için on günlük süre vermiş, bu süre içerisinde davacı ihtiyaç delillerini bildirmiş ve tanık dinletmiştir. Davalı ise son oturuma kadar delillerini bildirmemiş ancak son oturumda davalı vekili davacının başka yerde teras katla birlikte üç boş dairesinin bulunduğunu ileri sürerek bu konuda tanık dinletmek istemiştir. Mahkeme davacı tarafın savunmanın tevsii şeklinde nitelendirdiği bu talebe muvafakat edilmemiş olmasında nazara alarak reddetmiş ve uyuşmazlığı sonuçlandırmıştır.
HUMK.nun değişik 180 ve 200. maddelerindeki on günlük kısıtlayıcı süre maddede de açıklandığı gibi 1. fıkralarda sözü edilen davacının veya davalının elinde bulunan belgeler ve bunların taraf sayısına göre düzenlenmiş örnekleri başka yerden getirilecek belge ve dosyaların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamalarla ilgilidir. Bundan başka verilen sürenin kesin olduğu açıkça belirtilmiş olması gerekir.
Davalı vekilinin ileri sürdüğü savunma ihtiyacın samimiyetsizliği savunmanın içinde yer alan ve onu somutlaştıran bir savunmadır. Bu itibarla böyle bir durumda savunmanın genişletilmiş olduğuda düşünülemez. Böyle olunca davalının son oturumda ileri sürdüğü somutlaşan savunması doğrultusunda delillerinin ikamesine imkan tanınması bunun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın bitirilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu yönden bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.