 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/15824
K: 1988/3438
T: 07.03.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkeme, istem gibi karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak taksim edilip herbir paydaş belirli bir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin tasarrufundaki yeni ve ona tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı şeklinde yapılan işlem nedeniyle şuf'a hakkını kullanması MK.nun 2. maddesinde yer alan objektif iyiniyet kuralı ile bağdaşmaz. Kötüye kullanılan bu hak kanunen himaye görmez. 14.21.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hususun davanın her aşamasında ileri sürülmesi, hatta mahkemenin kendiliğinden nazara alması gerekir. Savunmanın tevsii bu gibi durumlarda sözkonusu değildir. Davanın bu bakımdan reddi gerekir.
Olayımızda; davacı vekili, dava konusu 15 parsel sayılı taşınmazın 512/354660 hissesinin maliki olduğunu, paydaşlardan Mehmet Ail'nin malik olduğu 513 paydan 256 payını davalıya sattığını, bu durumu müvekkilinin 10.6.1986 tarihinde öğrenerek 1 ay içerisinde şuf'a hakkını kullandığını belirtmiştir. Davalı vekili davanın 1 aylık hak düşürcü sürenin geçirilmesinden sonra açıldığını, satışın bir bağımsız bölüme taalluk ettiğini davacının da bunu bildiğini, şuf'a hakkını kullanmasının objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağını savunmuştur. Dinlenen davalı tanıkları davanın 1 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı hususunda olaylara dayanan bir bilgi vermemişlerdir. Bu bakımdan davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Ancak davalı vekili davacı ile taşınmazı müvekkiline satan Mehmet Ali'nin müştereken paylı taşınmaz üzerinde apartman inşa ettiklerini taşınmazın kat irtifakı ve kat mülkiyetine çevrilmediği tapuda pay satışı şeklinde görülen işlemin bağımsız bir bölümle ilgili olduğunu savunmuş bu savunma üzerinde gereği gibi durulmamıştır, bu bakımdan davalı vekilinden savunması dahilinde delillerinin istenip toplanması varsa inşaat sözleşmesinin ibrazının sağlanması gerektiğinde mahallinde keşif yapılması ve savunmaya teyit ederse yukarda belirtilen esaslar nazara alınarak davanın reddi, aksi halde davanın kabulüne karar vermek gerekirken noksan tahkikatla ve yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 7.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.