 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/15189
K: 1988/3130
T: 02.03.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme davayı husumet yönünden red etmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
1 - Davacı, dava konusu parselde paydaş olduğunu, diğer bir paydaşın payını sattığını ileri sürerek satın alan hakkınadada şuf'a hakkını açtığı bu dava ile kullanmak istemiştir.
Şuf'a hakkı kurucu yenilik doğuran (inşai) haklardandır. Karşı tarafın rıza ve muvafakatı aranmaksızın şuf'a yükümlüsüne veya satın alan müşteriye tek taraflı irade açıklanmasıyla hukuki sonuç doğurur. Yasada (MK. 658) bu irade açıklaması satışın esaslı unsurları ile beraber öğrenilmesinden bir ay içinde kullanılacağı yolunda kısıtlayıcı bir düzenleme getirilmiştir. Satışın esaslı unsurları içinde satış bedelinden başka alıcının kimliği de dahildir. Davacıya bu kimlik tapu sicil muhafızlığı tarafından Kadir Mümtaz olarak bildirmiş davada da bu bildirgiye uygun olarak şuf'a davasını aynı şahsa yönelterek bu davayı açmıştır. Ne var ki, sonradan alıcının Kadir Mümtaz olmayıp, Kadir Mesut olduğu, sadece ara ismin değişik olduğu ortaya çıkmıştır. Böyle durumda ıslah hükümleri dahi uygulamadan ara isim konusunda tapunun bildiriminden kaynaklanan maddi hatanın düzeltilerek Kadir Mesut hakkında tebligat yapılarak yargılamanın yürütülmesi gerekirken, ondan maddi isim hatasının dava koşulu olarak nitelendirilip sırf bu sebepten red kararı verilmesi usul hükümlerine ve şuf'a hakkını düzenleyen yasa ve uygulamalarına aykırıdır.
2 - Ayrıca bu tür davalarda, müddeabih şuf'alı pay müşteriye her kaça mal olmuşsa bunun miktarından ibaret bulunması icabeder. Bu miktar içinde satış bedelinden başka yapılan harç ve masraflar da dahildir. Bu hale göre müddeabih 500.000 liranın üstüne çıkmakta sulh mahkemesinin görevini aşmaktadır. Görev konusu kamu düzeniyle ilgilidir. Yargılamanın her halinde nazara alınır. Mahkemesinin bu konuyu da dikkate almadan karar oluşturması hatalıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK. nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.