 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/15016
K: 1988/3330
T: 04.03.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair kararda, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, taahhüde ilişkin tahliye davasına ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Toplanan delillere göre reddi hakim talebine ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Esasa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı 24.8.1985 tarihli taahhütnameye dayanarak önce İcra Memurluğunda takip açmak suretiyle dava konusu taşınmazı tahliye ettirmek istenmiş bu isteme davalı imza inkarında bulunarak itiraz etmiş ve davacıda mahkemeye iş bu davayı açmıştır. İlk oturumda davalı vekili taahhütnamenin altındaki imzanın müvekkiline ait olduğunu kabul etmiş ancak bu taahhüdünde ilk sözleşmeyle birlikte 1.10.1980 tarihinde verildiğini savunmuştur. Mahkeme bilirkişi incelemesi yaptırıp davalı tanıklarını dinledikten sonra davanın reddine karar vermiştir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi 1.10.1980 başlangıç tarihli ve 5 yıl sürelidir. Davalı 24.8.1985 tarihli belgeyle kiralanandan 1.10.1985 tarihinde çıkmayı taahhüt etmiştir. Bu davada halli gereken husus taahhütnamenin tanzim edildiği tarihte mi, yoksa aktin yapıldığı 1.10.1980 tarihinde mi verildiği hususu tesbitinde toplanmaktadır. Mahkeme taahhütname üzerinde yaptırdığı bilirkişi araştırmasında bilirkişi taahhütnamenin 20.4.1985 tarihinde tanzim olunduğunu bildirmiştir. Bilirkişi, Mimar Sinan üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim üyesi ve Doçenti olduğuna göre, bu konuda uzman bir kişidir. Bilirkişinin raporuna mahkemece itimat edilmeyip dinlenen davalı tanıklarının beyanı esas alınarak taahütnamenin tanzim tarihini sözleşmenin yapıldığı tarihte verildiğinin kabulü ile davanın reddi doğru değildir. Esasen davalı icra takibi üzerine imza inkarında bulunduktan sonra bilahare imzayı kabul edip taahhüdün tanzim tarihine itiraz etmeside savunmanın samimi olmadığını göstermektedir. Bu durumda taahhütün kiralanana girdikten sonra verildiği anlaşılmakla kiralananın tahliyesine karar verilmek icap ederken aksi görüş ve düşünce ile yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. madesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.