 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/13420
K: 1988/1469
T: 04.02.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 14.000 lira kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı 1986 Ekim kirasından 2.000 lira, Kasım kirasından 12.000 lira kira parasını davalının zamanında ödemediğinden bahisle 28.11.1986 tebliğ tarihli temerrüt ihtarı göndermiş, bu ihtarname ile belirtilen yasal süre içerisinde ödenmediğinden B.K.'nun 260 ıncı maddesi uyarınca dava konusu yerin tahliyesi ile 14.000 lira kira parası alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı temerrüt ihtarnamesi ile istenilen kira parasının daha fazlasını 3.11.1986 tarihinde yöneticiye çatı ve baca tamiri sebebiyle ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Gerçekten 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 2814 sayılı kanunla değişik 22.maddesinde, aynı kanunun 20. maddesinde belirtilen giderlerden taşınmazdan kira ve sair şekilde faydalananların da müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
Davalının oturduğu daireye isabet eden çatı ve baca tamiri 20 nci maddede sayılan bütün ortak yerlerin bakımı,koruma ve onarım giderleri ile ilgilidir. Bu itibarla özel yasanın az önce belirtilen hükmün uyarınca davalı da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Öbür yandan kira sözleşmesinin 2 nci maddesinde davalı kiracının yüklendiği masraflar ise, hidrafor, kapıcı, otomat ve diğer genel giderlerden ibarettir. Davalının yasal sorumluluk sebebiyle ödediği çatı ve baca masrafları ise kiralananının normal kullanılması ile ilgili diğer genel giderler kavramı içerisine sokmak mümkün değildir. O halde davalının ödediği toplam 15.000 lira tutarındaki çatı ve baca onarım parasının yine anılan yasanın değişik 22 nci maddesinin sondan bir evvelki fıkrası uyarınca kira borcundan düşülmesi gerekir. Böyle olunca temerrüt ihtarına konu edilen alacak tebliğden ve verilen mehilden çok önce ödenmiş sayılacağından borçlunun yani kiracının temerrüdünden söz edilemez. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yasaların yukarıda açıklanan hükümlerine aykırı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, 4.2.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.