 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1987/12151
K: 1988/135
T: 12.01.1988
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteğine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkeme, red gerekçesi olarak tahliye taahhütlerini tevali ettiğini göstermiştir. Gerçekten kira bağıtının ilk kurulduğu dönem için 1.1.1983 başlangıç tarihli 1 yıl süreli akdin özel şartlar 6. maddesinde kira hitamında kiralananın tahliye edileceği taahhüt edilmiştir. Sonradan yenilenen kira sözleşmelerinde de tahliye taahhüdü tekrar edilmiştir. Son kira sözleşmesi 1.1.1986 tarih, 1 yıl süreli olarak tanzim edilmiş ve özel şartlar 6. maddesinde kira hitamında kiralananın tahliye edileceği hükmü yeralmıştır. Sonraki dönemler için yapılan kira sözleşmelerinde tahliye taahhütleri geçerlidir. Çünkü bu taahhütler halen kiralananda oturan kiracının serbest iradesi mahsulüdür. Buradaki hukuki sonuç geçerli olan son kira bağıtındaki tahliye taahhüdüne dayanılarak açılan işbu davada davacının iyiniyetli olup olmadığıdır. Davalı her sözleşme yenilendikçe alınan bu taahhüdün geçersiz olduğunu bu nedenle de davacının iyi niyetli olmadığını savunmuştur. Geçerli sözleşmeden doğan bir hakkın kullanılmasında iyiniyet asıldır. Bunun aksini ise davalının somut olaylara dayanarak kanıtlaması gerekir. Bu şekilde taahütler alınmış olması mutlaka davacının iyiniyetli olmadığını göstermez. 3.11.1980 gün 2/3 sayılı yine 4.11.1985 gün 2/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi objektif iyiniyet kurallarının uygulanmasında kesin sınırlar çizmek mümkün değildir. Her somut olayın özelliği gözönünde tutularak değerlendirilmesi gerekir. Olayımızda davacının son taahhüdü işleme koyması da iyiniyetli olmadığı somut olarak iddia edilip kanıtlanmıştır. Dairemizin birkaç yıldır tutarlı uygulaması bu yönde geliştirilmiştir. Bu durum nazarı itibare alınmadan davanın reddine karar verilmesi uygulamalar aykırı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.1.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.