 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1987/8756
K: 1987/8915
T: 14.05.1987
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Kamulaştırma değerinin artırılmasına dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ise istenilişi olmakla dosyadaki belglere okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Ankara Belediyesi tarafından spor tesisleri için 434 ve 453 parsel sayılı taşınmazlar kamulaştrılmıştır. Kamulaştırma karşılığı 6/3/1986 günü mal sahibi adına bankaya bloke edilmiş, fakat parayı alması ise önlenmiştir. Mal sahibine tebligat yapılmamış, kamulaştımayı yapan idare malsahibini adres araştırılması yapılırken haber alarak tapuda 453 parsel için 10/3/1986 ve 434 parsel için ise 24/3/1986'da ferağ verdiğini öne sürerek 453 parsel için 8/5/1986 ve 434 parsel için 12/45/1986 günlü dilekçelerle kamulaştırma değerinin azaltılması davalarını; davacı mal sahibi ise her iki parsel için 24/3/1986 günlü dilekçe ile değer artırılması davasını açmıştır. Ayrıca davacı kamulaştırma karşılığı olarak takdir komisyonunun biçtiği değerin tamamen kendisine ödenmediğinden Belediye Başkanlığına 31/3/1986 tarihinde noter aracılığı ile ihtarname çekmiş ve sonra da her iki parsele takdir olunan bedelin ödenmesi için 18/4/1986 tarihinde dava açmıştır.
Bu davalar sonunda mahkemece karalar verilmiştir. Verilen karlar Dairemizin 23/12/1986 gün ve 18736/17480 sayılı kararıyla (Mal sahibi 24/3/1986 günlü dava dilekçesinde 453 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı ve ağaçlar için de bedellerini artırılmasını istediğinden bu durumda davacının paydaş bulunduğu 453 parsel sayılı taşınmazdaki yapıların ve ağaçların sadece davacı (H.G.)'e ait olduğunu gösterir kanıt ve belgeler toplanmadan, idarece bunlara biçilen değeri içeren gerekli belger ve sözü geçen dava dosyası getirilmeden davacının noterlikten verdiği 21/10/1986 günlü sözleşmesinin bir tartışılması yapılmadan, anlaşmanın 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 8. maddesine uygun olmadığı ileri sürelerek yapı ve ağaçlarda davacı (H.G.) yararına artırmaya karar verilmesi doğru bulunmuştur.) denilerek bozulmuştur. Bozma çerçevesinde inceleme yapılmış, verilen son hükmüde 2942 sayılı yasanın 8. maddesindeki kural ve koşullara uygun düşmediği ve bağlantısı sonuç ve kanatine varılarak ve 8. maddedeki koşullar oluşmadığından tek imza olan belgenin bu dava için bağlayıcı hukuki niteliği taşınmadığından artırmaya karar verilmiş bulunmaktadır.
Bu hükme karşı temyiz yoluna başvurunun idare 23/6/10986 günlü tahhüt geçerli olduğundan bu taahütnameye dayanılarak hükmün bozulmasını istemektedir.
Davacı mal sahibinin 10/3/1986'da ferağ verilmiş ve davalar açılmış olmasına karşın sonradan 2942 sayılı yasanın 8. maddesine dayanarak aldığı anlaşma taahhütnamesi geçerli değildir. Anılan 8. maddeye göre kurulacak komisyonların tesbitinden sonra varılacak karşılıklı anlaşma metininde anlaşma koşulları açık yazılarak iki tarafın da koyacakları imzalarla bu metnin onaylanması gerekir. Kendine tebligat yapılamayan, tebligat yapılmadan ferağının buna karşı açılan davaları etkisiz bırakma amacıyla ve bloke edilen paraya sınırlama koyarak ödenmesine engel kolan ve bu engelleri kaldırmak için davacıyı taahhütname vermeye zorlanan idareye tazyik altında verilen böyle bir tahhütnamenin açılmış olan davaları kaldırıcı etkisi beklenemez.
İdarenin yasalara uymayan keyfi davranışlarla mal sapilerini zor duruma düşürmeye hakkı yoktur. Onların yasal hakları olan ödemeleri zamanında veengelsiz yerine getirmeye yasal zorunluluk altındadır. Aksine davranış yetki ve görevin kötüye kullanılması niteliğini taşır. Kaldı ki olayımızda bu konuda mahkemenini önce verdiği karar Dairemizce idarenin temyizi bakımından 453 parsel üzerindeki yapıların ve ağaçların mülkiyetinin sadece davacı (H.G.)'e olduğunu gösterir kanıt ve belgeler toplanmadan, idarede bunlara biçilen değere ilişkin belgeler getirilmeden ve tartışması yapılmadan anlaşmanın 2942 sayılı kanunun 8. maddesine uygun olmadığı ileri sürelerek yapı ve ağaçların değerinin artırılmasına da karar verilmesi doğru bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararı çerçevesinde kanıtlar ve belgere toplanmış ve tanık sözleri ile de yapı ve ağaçların yalnız (H.G.)'ün olduğu, başkasının hakkı bulunmadığı saptanmıştır. Böylece bozma çerçevesinde artırmaya karar verilmesi yerindedir.
İdare bu kez temyiz itirazında davacının Ankara 5. noterliğince düzenlenen 23/6/1986 günlü taahhutname ile (Dava açılamayacağını ve takdir komisyonunun taahhüt ettiği bedeli kabul ettiğini) belirttiğinden bu davadan vazgeçildiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemektedir.
23/6/1986 günlü ve mal sahibi tarafından verilen taahhütnamenin içeriğiherhangi açılmış bir davadan vazgeçildiğini göstermemektedir. Bir davada vazgeçme, açık ve kesin sözlerle anlatılmak ve davacının imzası ile pekiştirilmek gerekir. Taahhütnamede ise 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 8. maddesi göre anlaşarak ferağ verildiğini ve itirazı olmadığını bildirmektedir.
Tapuda ferağ olan bir taşınmaz mal için sonradan böyle bir tahahütname alınması davacının zorlandığını göstermektedir. Bu taahhütnamenin geçerliliğine dayanan davalı idarenin temyiz itirazları gözönüne alınamaz ve etkili görülemez. Çünkü önceki bozmanın kapsamı dışında kalmıştır. Temyiz bozma nedenleri dışında kalan noktalar kesinleşmiş sayılır. Bozma yalnız ve ağaçlar üzerinde mülkiyet sorununun çözümüne ilişkin olup bu sorun da toplanan kanıtlarla saptanmıştır.
İdare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya ve bozma gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 14/5/1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.