 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1987/5074
K: 1987/8791
T: 12.05.1987
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasının süre yönünden reddine dair verilen hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı (B.Ö.) vekili bu bedel artırma davasını 9.8.1983 günü açmış ve dava dilekçesinde (davacının üstüne atılan adam öldürme suçundan 4.11.1980 tarihinden beri Malatya cezaevinde tutuklu olduğunu, kendisine her hangi bir tebligat yapılmadığını) ileri sürmüştür.
Dosyadaki belgelere göre gerçekten 4.11.1980'denberi 6. koğuşta tutuklu davacı (B.Ö.) adına (Doğanyolu bucağı, Pötürge) adresine düzenlenen ve noter, noterce de P.T.T. idaresine verilen tebligata, Doğanyol P.T.T. idaresince (Malatya Cezaevinde 28.5.1982 günü bizat kendisine tebliğ edilip imzasının alındığı anlaşılmıştır. Davacı vekil duruşma sırasında 26.11.1985 günlü oturumda okunan bu belgeye karşı diyeceği olmadığı da bildirmiş, duruşma bitinceye kadar imzanın davacıya ait olmadığı itirazında bulunmamıştır. Tabligat Kanununun 19. maddesindeki "tutuklu ve hükümlülerce ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memura sağlar" hükmünü ise tebliğ bu kişilerin bizzat yapacağı şeklinde değil, tebliği yapacak P.T.T. mumuru eliyle bulunduğu cevaevinde yapılan tebligat geçerlidir. 9.8.1983 günü açılan dava ise yasal hak düşürücü sürenin geçişinden sonra açılmış olup bu nedenle reddine karar verilmesi doğru bulunmuştur.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görümediğinden usul ve yasayauygun olan hükmün ONANMASINA 12.5.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı ilk dava dilekçesinde başlayarak yargılamanın devamı sırasında da tekrar ederek kendisine kamulaştırma işleminin tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür. 26.11.1985 günlü oturumda,tebliğle ilgili belgelerin okunması üzerine usulen bir kamulaştırma tebligatı yapılmadığı konusunda iddialarını yenilemiştir.
Tebligat Kanununun 19 uncu maddesi mevkuf kişilere yapılacak tebliğleri cezaevi müdür veya memurunun temin edeceğini amirdir. Tebliğ sırasında cezaevinden mevkuf olduğu anlaşılan davacı hakkında tebligatta, cezaevi müdür ve memurunun aracılığını belirten bir imzaları alınmadığı da görülmektedir.Şu durumda davacının tebligatla ilgili davacıya ait olup olmadığının bilirkişiye incelettirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanısındayım.