 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1987/16456
K: 1988/2008
T: 09.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki davacı idarenin tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz mal üzerinde kamulaştırma yoluyla oluşan irtifak hakkının tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı idare tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz mal üzerinde kamulaştırma yoluyla oluşan irtifak hakkının tescilini istemiştir.
Dosya arasında bulunan zilyetlik tespit belgesinde davalının 30 seneden beri zilyet olduğu yazılı olmasına karşılık davacının Medeni Kanun çerçevesinde taşınmaz malı zilyetlikle iktisabı için diğer şartlar yönünden bir açıklık yoktur. Bu durumda 2942 sayılı kanunun 19/3. maddesi uyarınca tanzim olunan belgenin zilyetlikle iktisabı belirtmeye yeterli olmadığı hallerde zilyede durumu gerekçeleriyle tebliğ ederek 30 gün içinde MK.'nun zilyetlikle iktisab hükümleri dairesinde aynı usul ve şekile göre dava açarak taşınmaz malı kamulaştırma tarihinde iktisap etmiş olduğunu ispat etmesi ve açtı davayı belgemesi istenecek yerde böyle bir işlem yapılmadan ve irtifak hakkı tesis edilen taşınmaz malın öncelikle mülkiyetinin tapu sicilinde yazılı olası gerekeceği düşünülmeden, davalının muhtemelen kazanılmış olan mülkiyet hakkını dikkate almadan yalnızca irtifak hakkının tesisine ve hususi kütüklere bu yolda şerh verilmesine tarzında hüküm oluşturulması doğru bulunmamıştır.
Davalının temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde görüldüğünden hükmün HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 9.2.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı idare davalının dava konusu yerde kazandırıcı zilyetliğini saptamış,bunu doğrulayan tutanak ve kroki ile ile birlikte yasanın 19 uncu maddesinde uygun şekilde tescil ve şerh verilmesi konusunda dava açmıştır.Yasanın bu maddesi tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz mallar hakkındadır ve davanın evrak üzerinde inceleme ile karar verilmesi mümkündür.
Mahkemece bu yolda ruyet edilerek dava kabul edilmiştir.Bu kabule karşı davacı idarenin bir temyiz itirazı yoktur.Şu durumda temyiz eden davalının aleyhine olacak şekilde (ve 19 uncu maddeye göre) açılmış bir dava açmak ve yeniden aynı maddeye göre bir dava açmak ve yeniden zilyetliğini isbat etmek üzere bırakılması düşünülemez.Konu idarenin açtığı davada halledilecektir.Bu bakımdan çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.