 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1987/4265
K: 1987/147
T: 28.01.1988
DAVA : Mustakil faili belli olmayacak şekilde Ali'yi taammüden öldürmekten ve mustakil faili belli olmayacak şekilde Orhan'ı kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanıklar Halil, Muzaffer ve işbu ölümle biten kavgada sanıkları azmetirmekten sanık Faikin yapılan yargılamaları sonunda hükümlülüklerine ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.7.1987 gün ve 13/87 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar ile C. Savcısı taraflarından istenilmiş sanıklar Faik ile Muzaffer duruşmada talep etmiş ve hüküm kısmen re'sen temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyasi C. Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle sanık halil hakkında 22.1.1988 tarihinde CMUK.nun 318. maddesi gereğince re'sen duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmekle sanıklar haakkında duruşmalı C. Savcısının temyizi hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
1 - Sanık Halile yükletilen cezanın niteliği ve suç ortağı Muzaffer'le birlikte savunma yapmalarının yararı dikkate alınarak incelemenin re'sen duruşmalı yapılması,
2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların adam öldürme ve bu suça azmettirme suçunun sübutu kabul öldürme suçu bakımından oluşa ve soruşturma sonuçlarna uygun şekilde suç niteliği tayin edilmiş savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni hariç bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar Halil ve Muzafferin sübuta vasfa, usule, vesaireye sanık Faik bakımından sübuta yönelen yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine Ancak :
A - Sanıklar Halil ve Muzafferin diğer sanık Faikin eşi ile gayrimeşru ilişki kuran maktul Ali'yi öldürmek amacıyla yaptıkları atışları sırasında rastlantı sonucu mağdur Orhan'ın da yaralandığı birden fazla yara almasını motorsiklette arka arkaya oturmalarından kaynaklandığı bu itibarla mağdur Orhana yönelik bir kastın varlığı düşünülemez, bu oluşa göre TCk.nun 79. maddesi uyarınca sanıkların maktülu öldürmekten sorumlu tutulmaları gerekirken mağdur Orhan'ın da yaralanmasından dolayı ayrıca hükümledirilmeleri B - Sanıklar hazırlık soruşturması sırasında suçlarını ikrar etmiş ve 7 yıl sonra olayın aydınlanmasına bu ikrarları ışık tutmuş olması ve yargılamaya yardımcı olmalarına nazaran TCK.nun 59. maddesinden yararlandırılmaları gerekeceğinin düşünülmemesi,
C - 1978 yılında yardımı ile işe aldığı sanık Faikin çalışma saatlerindeki yokluğundan ve aralarındaki arkadaşlığın verdiği kolaylıktan yararlanarak resmi eşi Nazmiye ile ilişki kurması ve bu ilişkiyi uzun süre devam ettirmesinin sanık Faik yararına ağır tahriki oluşturacağı nazara alınmadan tahrikin hafif kabulü suretiyle derecesinin tayininde yanılgıya düşülmesi,
D - Sanıklar Halil ve Muzaffer hakkında TCK.nun 463. maddesi uygulanırken suç tarihinde artırma hükmü de getirilmediği gibi takdire dayanılmadan ve gerekçe gösterilmeden asgari haddinin üstünde ceza tayini,
Yasaya aykırı C. Savcısı ve sanıklar ile duruşma sırasında müdafiilerini temyiz itirazları ve tebliğname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA 28.1.1988 günü oybirliğiyle karar verildi.