Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1987/9793
K:1988/3227
T:29.03.1988
  • FİKİR VE SANAT ESERLERİ MUSİKİ ESERİ EDEBİYAT ESERİ EDEBİYAT ESERİNİN UFAK PARÇALARI
* ÖZET:Musiki eseri sahibinin ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından oluru alınmayan edebiyat eseri yazarına, yazma (telif) hakkı olarak ücret ödenmesi gerekir.
Şarkı sözü ile ilgili edebiyat eserinin ufak parçalarının, yazarın oluru alınmadan besteci tarafından bestelenerek Radyo - Televizyon Kurumunca yayımlanmasına yasal olanak vardır.
(5846 s. FSEK. m. 25, 39, 43 2936 s. K. la Dğş.)
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı subut bulmayan davanın reddine ilişkin kararın süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra, bu davada, dava olunan alacağın miktarı 100.000 lira ise de fazlasını isteme hakkının saklı tutulmuş olması karşısında verilen nihai kararın temyizi kabil olduğuna oybirliğiyle karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Dava, telif ücretinin ödenmesine ilişkin olup husumet Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğüne yöneltilmiştir. Davacı güftesi kendisine ait olan ve başkası tarafından bestelenmiş bulunan bir şarkı, davalı Kurum'ca radyo ve televizyonda yayımlandığı halde kendisine telif ücreti ödenmediğini ileri sürmektedir. davalı Kurum savunmasında, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK) 43. maddesini düzenleyen 28.2.1980 gün ve 8/423 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda 15.3.1 980'de yürürlüğe konulan Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun Yayınlarında Faydalanılan Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Uygulanacak Esaslar ile aynı esasları tekrar düzenleyen ve 1 Ocak 1986 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 19.7.1986 tarih ve 10879 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine göre, sözlü müzik eserlerinin yayımından dolayı yalnız bestecilere ödeme yapılması gerektiğinden, güfte yazarlarına telif ücreti tahakkuk ettirilmediğini bildirmiştir. Mahkemece, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesi hükmüne aykırı bir tutumla davacının bir alacağı olup olmadığının tesbiti İçin bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve alınan bilirkişi raporunda davacının telif ücretine hak kazandığı belirtilmişse del savunma benimsenip davaya konu edilen güftenin radyoda veya televizyonda yalnız bir edebiyat eseri olarak okunmadığından, bundan aynı zamanda bir müzik eseri olarak yararlanıldığından Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda tahakkuk ettirilen bedelde güftenin sahibi davacı ile birlikte onu besteleyen kişinin de hakkı bulunduğundan davacının var olan hakkını besteciye karşı kullanması gerektiğinden sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir.
FSEK.nun 2 ve 3. maddeleri hükümlerine göre herhangi bir şekilde dil ile ifade edilen bütün eserler edebiyat eseri ve her çeşit sözlü ve sözsüz besteler müzik eseridir. 0 halde (Saçların Tarumar) adlı şarkının güftesi bir edebiyat eseridir. Bu eserin sahibinin davacı olduğunda da bir uyuşmazlık yoktur. Öte yandan aynı şarkının bestesi de bir musiki eseridir. Güfte ve bestenin birlikte tek eser olabileceği konusunda bir zorunluluk bulunmadığı gibi herbirinin sahibi başka kişiler de olabilir. Bundan başka, bir şarkı yalnız beste olarak veya güftesi ile birlikte icra edilebilir.
Öte yandan, birden fazla kimselerin aynı esere sahip olabilmeleri yasada düzenlenmiştir.
Şöyleki : Birden fazla kişinin eser sahibi olması biri müşterek eser sahipliği ve diğeri iştirak halinde eser sahipliği olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkar. Eğer birden fazla kimselerin birlikte vücuda getirdikleri eserin kısımlara ayrılması mümkünse ve her kısım ayrı bir kimse tarafından meydana getirilmişse müşterek eser sahipliğinden söz edilebilir. Bunun şartlarını birden fazla kısımlardan meydana gelen bir fikir veya sanat eserinin varlığı, bu eserin her kısmının bağımsız bir varlığa sahip olması ve ayrı ayrı kimseler tarafından meydana getirilmesi şeklinde sıralayabilir. Bağımsız kısımlardan anlaşılması gereken husus her bölümün ayrı olarak maddi biçimde değerlendirilme imkanının mevcut olmasıdır (Bkz., Dr. Duygun Y..., Türk Hukukunda Eser Sahibi ve Hakları, İstanbul 1977, Sayfa 60). FSEK.nun 9. maddesi hükmüne göre eseri birlikte vücuda getirenlerden herbiri bütün eserin yayınlanması için diğerlerinin iştirakini isteyebilir. Diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın iştirak etmezse mahkemece müsaade verilebilir. Aynı hüküm mali hakların kullanılmasında da uygulanır.
Davaya konu edilen eser şarkı halinde yayınlandığında, iki kim. senin birlikte vücuda getirdikleri bir eser niteliğine bürünmekte ve bu eser biri güfte, diğeri beste olarak iki ayrı kısma ayrılabilmektedir. Ancak güfte bestelenirken veya yayımlanmazdan önce her iki eser sahibi arasında bir anlaşma yapıldığı veya anlaşma yapılmamışsa mahkemeden müsaade alındığı ileri sürülmemiştir. Esasen sözü edilen madde iki eser sahibi arasında çıkacak bir uyuşmazlığı çözümlemek için düzenlenmiştir. Buradaki uyuşmazlık ise eser sahipleri arasında değil, onlardan biri ile Radyo-Televizyon Kurumu arasındadır Bu nedenle sözü edilen madde hükmü görülmekte olan davada gözetilemez. Burada davalı Radyo - Televizyon Kurumu şarkıyı yayımlamazdan önce güfte sahibi olan davacıdan ayrıca ücret istemeyeceğine dair taahhütname de almamış ve ücret ödediği beste sahibinden güfte sahibinin imzası bulunduğuna ilişkin bir belge de talep etmemiştir.
Bir musiki eser sahibinin, yayınlanmış bir edebiyat eserinin ufak parçalarını sahibinin müsaadesini almaksızın bestesiyle birlikte radyo vasıtasıyla yaymak selahiyetini haiz bulunduğu hükme bağlanmıştır. Buradaki ufak parçalardan anlaşılması gereken bir eserin bir bölümünün alınması şeklindedir. Söz gelimi, bir şiirin bir dörtlüğünün alınması gibi (Bkz., age, sahife 125). Mahkemece beste yapılırken şiirin tamamının mı, yoksa bir parçasının mı alındığı üzerinde durulmamıştır.
FSEK.nun 3.11.1983 gönlü Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı gün yürürlüğe giren 2936 sayılı Kanunla değişmezden önceki 43. maddesinde radyo ile yayınlanmış eserler İçin eser sahiplerine radyo idaresi tarafından ücret ödeneceği kural olarak buyrulurken diğerleri arasında aynı Kanunun 39. maddesi gereğince yayımı esasen serbest olan hususlar için ücret verilmeyeceği bu kurala bir ayrıcalık olarak getirilmiştir. Sözü edilen 39. maddenin birinci fıkrasında ise 19.7.1986 ve 96/10849 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu Yayınlarında Faydalanılan Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Esaslar'a dayanılmıştır. Oysa dava dilekçesinde telif ücreti 1980-1985 yılları için istenilmiş olduğundan inceleme konusu olan bu işte sözü edilen esaslar uygulanamaz. Davacı 15 Mart 1980 gönlü ve 6930 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 28.2.1980 gönlü ve 8/423 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı İle yürürlüğe konulmuş bulunan Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu'nun 'Yayınlarında Faydalanılan Fikir ve Sanat Eserleri Hakkında Uygulanacak Esaslar'a dayanmıştır. Bu esaslara göre umuma arzedilmiş bütün eserleri, hak sahiplerinin ön müsaadesini almaksızın kullanma yetkisini haiz bulunan davalı Kurum eser sahiplerine bu esaslarda gösterilen tarife uyarınca ücret ödemekle yükümlüdür. Yargıtay böyle bir tarifenin henüz düzenlenmemiş Olduğu bir dönemde bile fikir ve sanat eserleri sahiplerinin müsaadelerini almadan radyo ile yayma hususunda kanun tarafından radyo idarelerine tanınmış olan yetkinin hiç bir zaman eserlerin telif ücreti ödenmeden yayımlanması anlamını taşımadığını ve bu konuda bir tarifenin düzenlenmemiş olmasının eser sahibinin mali haklardan yararlanmasını engellemeyeceğini benimseyerek bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini İçtihat etmiştir (Bkz., Yargıtay 4 Hukuk Dairesi'nin esas 1978/3355, karar 1979/72 sayılı ve 1.1979 gönlü kararı, Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt: 5, Haziran 1979, Sayı : 6, sahife 797).
Şu halde davacı bir eserin sahibidir. Bu eserden onun asıl veya işlenmelerini doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim şekline yarayan aletler!e umumi mahallerde okumak, çaimak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle yararlanma hakkı FSEK.nun 24. maddesi uyarınca münhasıran kendisine aittir. Yine FŞEK.nun 25. maddesinin açık hükmü karşısında her türlü fikir ve sanat eserleri kanunda öngörülen istisnalar dışında ancak eser sahibinin müsaadesiyle radyo ve televizyonda yayınlanabilir. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle yayımlanan şarkıya ait beste yapılırken davacıya ait eserin ufak parçalarının alınması ile yetinilip yetinilmediğini araştırmak, sadece ufak parçalarının alındığının anlaşılması halinde sahibinden müsaade alınmasının gerekmemesi sebebiyle FSEK.nun 39 ve 43. maddeleri uyarınca davanın reddine ve aksi halde sözü edilen 43cü maddede 2936 sayılı Kanunla yapılmış olan değişikliği de gözönünde tutarak 1980-1985 dönemi için 1980 yılında yürürlüğe konulan Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu'nun Yayınlarında Uygulanacak Esaslar. da gösterilen tarife uyarınca davacının hak kazandığı ücret hesaplattırılarak tahsiline karar vermekten ibaret olduğundan davacının beste sahibi ile hesaplaşması gerektiğinden sözedilerek ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş bulunması yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 29.3.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini