 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/9480
K: 1988/1721
T: 23.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki tesbit davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizliğine dair hükmün süresi içinde davalı Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı adına Hazine avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu :
KARAR : Bor Altunhisar Ortaokulunda öğretmen olan davacı, babasının bakıma muhtaç olduğunun tesbitini istemiştir. Amacının, çalıştığı kurumdan idari nitelikte bir tayin kararı çıkarmak olduğu kuşkusuzdur.
Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada benimsenen ve geçerli olan bu tür davalar, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tesbitine ilişkin davalardır. Ne var ki, her tesbit davası bir eda davasının öncüsü bulunduğundan göreve ilişkin yasal kuralların bu davalar için de uygulanması zorunludur. Diğer deyişle usul hükümlerine göre eda davası hangi mahkemede açılacaksa, tesbit davasının da o mahkemede açılması gerekir. Ancak doğrudan eda davasının açılabileceği hallerde, tesbit davasının görülmesine hukuki yarar açısından imkan yoktur.
Genelde tespit davalarıyla, muhtemel bir tesbit davası düşünülerek o davanın temelini ya da şartını oluşturacak bir hukuki ilişkinin önceden tesbiti amaçlanır. Böylece taraflar belki de gerekli olmayacak ekonomik yükümlülüklerinden kendilerini korumuş olurlar. Olayımızda davacının amacı soyut aile yükümlülüklerine dayanarak idareden memuriyet yerinin değiştirilmesini istemektedir. Ancak idarenin hakim istemini reddetmesi halinde, bu olumsuz idari tasarrufun iptali için adli yargı yerinde dava açması mümkün bulunmadığına göre, bir öncü dava niteliğindeki bu tesbit davasının da görev açısından adalet mahkemelerince kabulü mümkün değildir. Öte yandan adalet mahkemelerinin tesbit davası yolu ile idareyi bağlayıcı ve bir işleme zorlayıcı karar vermeleri de söz konusu olamaz.
Bu nedenlerle davanın idari yargının görevine girdiğinden bahisle reddi gerekirken kabul edilip sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak gerekçedeki bu hata yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar HUMK.'nun 438 inci son maddesi uyarınca onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın hüküm gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 23.2.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.