 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/9373
K: 1988/1629
T: 22.02.1988
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma birleştirilen tazminat davaları üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 3.406.195 lira maddi ve manevi tazminatın olay tarihi olan 21.3.1985 tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davalının riyaseti altında bulunan 1972 doğumlu (M.B.) elindeki kuş sapanı ile atmış bulunduğu taş, davacılardan küçük (K.Ş.)'ın sol gözüne isabet ederek uzuv tatiline sebebiyet vermiştir. Mahkemece deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporuna dayanılarak adı geçen küçük yararına maddi ve manevi tazminata ve diğer davacı baba yararına da manevi tazminata hükmedilmiştir. 1 - Borçlar Kanununun 44 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre zarara uğrayan taraf, bu zarara sebep olan fiile razı olduğu yahut kendisinin fiili zararın doğmasına veya artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin hal ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis edebilir. Ceza dosyası içeriğine göre davaya konu olan olayda davacı (K.), keçi otlatırken (M.)'ın da aralarında bulunduğu çocuklar keçilere taş atmaya başlayınca buna engel olmak isteyip "atmayın" diye bağırmakla yetinmeyip (M.) dahil yakaladığı çocukları elindeki sopa ile dövmüştür. (M.) da bu tahrikin etkisiyle söz konusu eylemi işlemiştir. (K.)'in 1969 doğumlu olduğuda gözeütildiğinde belirtilen haksız tahrikinin müterafik kusur olarak kabul edilip yukarıda anılan yasa hükmü karşısında gerçekleşen tazminattan bir indirim yapılıp yapılmayacağı düşünülmek gerekir. O halde belirtilen yön üzerinde durulmadan ödetme kararı verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Borçlar Kanunun 47 nci maddesinde aynen (Hakim, hususi halleri nazara alarak cizmani zarara duçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namı ile adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir) denilmiştir. Bu hüküm ile getirilen hukuki esasa göre cismani zarar halinde manevi tazminatı ancak doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kimse isteyebilecektir. bunun sonucu olarak yansıma suretiyle bir zarardan söz edilerek cismani zarara maruz kalan kişi dışındakiler yararına sözü edilen yasa maddesine dayanılarak manevi tazminata hükmedilmeyeceğinin kabulü gerekir. Bu maddedeki hukuki esas açısından cismani zarar kavramı üzerinde de olayın özelliği itibariyle durulması gerekir. Cismani zarar vücut bütünlüğüne karşı ika edilen zararları ifade eder. Vücut bütünlüğü denilince kuşkusuz ruhsal bütünlük de bu kavramın içerisinde mütalaa edilmelidir. O halde olay nedeniyle doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan bir çocuğun babasının da ruhsal sağlığı ağır şekilde bozularak şok geçirip tedavi olmak zorunda kaldığının belirlenmesi karşısında illiyet bağı gerçekleşmiş sayılacağından böyle bir durumda Borçlar Kanununun 47 nci maddesi hükmüne dayanarak manevi tazminat isteyebilecektir. (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kuru Esas 1987/4 - 214, Karar 1987/894 sayılı ve 2.12.1987 günlü kararı). Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması da bu yoldadır.
Davaya konu olan olayda davacı baba diğer davacı çocuğuna karşı işlenmiş olan eylemden ötürü böyle bir zarara maruz kaldığını isbat etmiş değildir. Bu nedenle davacı (H.S.)'ın manevi tazminata ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerekirken onun yararına da tazminata hükmedilmiş olması yasaya aykırıdır.
3 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre yukarıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2 nci bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki itirazların 3. bentte gösterilen nedenlerle reddine 22.2.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.