 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/9105
K: 1987/9008
T: 08.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilâmda yazılı nedenlerden dolayı subut bulmayan davanın reddine ilişkin hükmün davacı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı adına Hazine avukatı tarafından duruşmanın istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; tetkik hâkimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Dava, kalorifer kazanının patlaması sonucu meydana gelen hasar bedeli 5.752.283 liranın olayda kusurlu bulunan Hastane Baştabibi mirat ile muteveffa kaloriferciler İbrahim ve (İ.B.) mirascılarından müteselsilen tahsil istemine ilişkindir. Mahkeme, 23.12.1986 tarihli bilirkişi raporunu benimseyerek patlamanın teknik arızadan ileri geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Dosya kapsamından:
a) Olayın teknik arızadan ileri geldiği yolundaki mütalâası hükme dayanak yapılan üç kişilik bilirkişi kurulunun; bir hekim, Sosyal Sigortalar Kurum'ndan emekli bir müfettiş ve uzmanlık dalı belirtilmeyen bir öğretim görevlilerinden oluşturulduğu,
b) Kalorifer kazanının bakım ve onarımını yaptırmamak suretiyle olayın meydana gelmesinde görülen Hastane Müdürü Ahmet hakkında Danıştay ikinci Dairesi'nin 10.10.1984 gün ve 1891/2049 sayılı kararıyla açılan ceza davası sonucunun araştırılmadığı,
c) Kalorifercilik konusunda hiç bir deneyimleri bulunmayan müteveffa ibrahim ve (İ.B.) nin hastane baştabipliğince eğitimlerinin sağlanmadığı ve özellikle asıl mesleği sıvacılık olan müstahdem İbrahim'in davalı baştabip tarafından cezalandırmak amacıyla bu işle görevlendirilmiş olduğu keyfiyeti üzerinde durulup değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
HUMK.nun 275. maddesinde de ifade olunduğu üzere, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi yasa gereği, görüşüne başvurulması zorunlu bilirkişinin, o konuda yeterli bilgiye sahip uzman kişi olmasına bağlıdır. Oysa, düzenlediği rapor hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulunun,-meslek ve menşeleri icabı- uyuşmazlığa sağlıklı çözüm getirebilecek bir bilgi ve uzmanlığa sahip bulunmadıkları tartışmayı gerektirmeyecek kadar açık ve kesindir.
Öte yandan, bakım ve onarım yaptırmadığı için olayda kusurlu bulunduğu iddiasıyle hastane müdürü hakkında açılan ceza davası sonucu da, bu davanın seyrine ve dolayısıyla sonucuna etkili bulunmaktadır.
Açıklanan bu hususlar dikkate alınarak gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan, uzman olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, mahkemece doğru ve sağlıklı bir çözüme varabilmek için:
1- Bakım ve onarımın yaptırılmadığı gerekçesiyle Danıştay 4. Dairesi'nin 10.10.1984 tarihli kararına istinaden açılan ceza davası sonucu araştırıldıktan sonra, konu hakkında yeterli teknik bilgiye sahip uzman bir bilirkişi heyetinden, -hazırlık tahkikatı evrakı içinde bulunan ve davalılara da kusur izafe eden 18.3.1982 tarihli rapor da gözönünde tutulmak suretiyle- kazanın oluş nedeni hakkında mütalâa alınmalı,
2 - Kazan patlamasının bütünüyle teknik arızadan kaynaklanmadığının anlaşılması halinde;
a) Kalorifercilik konusunda bilgi, deneyim ve eğitimleri bulunmayan müteveffa koloriferciler ile bunları çalıştıran Hastane baştabibinin sorumluluk nedenleri üzerinde durulmalı,
b) Davalı Baştabip Mirat'ın bakım, onarım ve teknik personel temini konusunda 1970'li yıllardaki girişimlerine davalı idare cevap verilmemiş olmasının, 1981 yılında meydana gelen bu olayda müterafik kusur teşkil edip etmeyeceği ve davalı yönünden illiyet bağını kesecek düzeyde bulunup bulunmadığı keyfiyeti üzerinde de durularak değerlendirilmeli,
Ve varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ve davacı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yararına takdir edilen 24.800 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, 8.12.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.