 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1987/7979
K: 1987/9416
T: 22.12.1987
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı 840.308 liranın % 30 yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava, davalı kuruluşlara ait fabrikaların çıkarmış olduğu baca gazlarından 1986 yılı tütün mahsulünde uğranılan zararın ödetilmesi isteğine ilişkindir. Davaya dayanak yapılan 4.3.1987 günlü bilirkişi raporunu düzenleyen fitopatoloji uzmanı (M.G.)'nin mahallinde herhangi bir inceleme yapmadığı delil tesbiti dosyasındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Gerçi davacının delil tesbiti isteği üzerine mahallinde 25.7.1986 gününde fen bilirkişisi (E.S.) huzuruyla bir inceleme yapılmış ise de, adı edilen bilirkişi, raporunu düzenlemeden ölmüştür. Davacı vekilinin 4.3.1987 günlü dilekçesine eklediği imzasız belge fotokopisinde davacıya ait tarlada zarar oranı hakkında da bilgi belirgin olmadığı gibi 4.3.1987 günlü bilirkişi raporunda belirtilen müşahade tarihleri de mevcut değildir. Diğer taraftan 4.3.1987 günlü bilirkişi raporunda, önceki bilirkişinin tesbit notlarından yararlanıldığı yolunda bir bilgi de bulunmamaktadır. Davalı taraf vekillerince raporu düzenleyen bilirkişinin tesbitine giden bilirkişi olmadığı ve raporu kabul etmedikleri ilk oturumda def'i olarak ileri sürülmüştür. O halde mahkemenin, bu maddi olguları gözetmeden 4.3.1987 günlü bilirkişi raporunu esas alarak ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar vermesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Mahkemece yapılacak iş, zararı ispat külfetinin davacıya ait olduğu gözetilip onun 1986 yılı mahsulü olarak tekel idaresine teslim ettiği tütün miktarı ile ektiği alanı tesbit ettikten sonra dikmiş bulunduğu tütün miktarı itibariyle o civarda zarar gören müstahsillerle ilgili olarak emsal araştırarak bir zarar olup olmadığını, gerekirse tanık dinlemek suretiyle belirledikten sonra bunun miktarını bilirkişi eliyle tesbit ettirmek ve bunun ispatının mümkün olmaması halinde ise Borçlar Kanununun 42/2 nci maddesinin vermiş bulunduğu yetkiyi dayanaklarını da göstermek suretiyle kullanarak bunun miktarını adalete tevfikan tayin etmekten ibarettir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 22.12.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.