 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
E: 1987/748
K: 1987/1585
T: 05.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden kaynaklanan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalıların fiilden müteselsilen sorumlu bulundukları ve davalılardan (M.)'nın ceza davasında bu olay sebebiyle mahkum olduğu, olaydaki ceza zamanaşımının ise 5 yıl bulunduğu anlaşıldığından, davanın kabulü ile İzmir 2. İcra Memurluğunun 1986/2331 sayılı dosyası ile yapılmakta olan icra takibine davalıların yaptıkları itirazın iptaliyle icarın devamına ilişkin hükmün davalılardan (S.a.) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı (E.A.),1983/612 - 361 sayılı davada saklı tuttuğu 1.144.296 lira tazminat alacağı için davalılar hakkında giriştiği ilamsız icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın kaldırılmasına ve söz konusu alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkeme de, davalılardan araç maliki (S.a.)'ın zamanışımı itirazını davalılar müteselsil sorumludurlar. Araç sürücüsü (M.) eyleminden dolayı ceza mahkemesince mahkum edildiği için dava 5 yıllık uzamış zamanaşımına tabidir gerekçesiyle reddederek icra takibinin devamına karar vermiştir.
Bilindiği gibi araç işletenin sorumluluğu, Karayolları Trafik yasanın 50 nci maddesinden kaynaklanan objektif sorumluluktur. Bu sorumluluktan doğan tazminat davaları ise, eylemin suç olup olmadığı ayırımı yapılmaksızın aynı yasa hükmü uyarınca 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Çünkü, gerek araç işletenleri ve gerekse daha geniş bir deşimle malen sorumlu olanlar hakkında Borçlar Kanunu'nun 60/2 nci maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı uygulanamaz. Öte yandan, araç maliki ile sürücüsünün aynı olaydan kaynaklanan sorumluluklarındaki "teselsül" ilişkisi, "eksik teselsül" niteliğindedir. Çünkü sürücünün kusuru haksız eylemden, araç malikininki ise yasadan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de sürücü hakkındaki ceza zamanaşımı süresinin dolmamış olmasının, tam teselsülde olduğu gibi malen sorumlu araç işletenine sirayeti söz konusu değildir.
Bu davada haksız eylem 14.7.1983 tarihinde meydana gelmiş ve sürücü hakkındaki ceza davası 30.5.1985 tarihinde sonuçlanmıştır. Davacı, ceza davasına katılarak TCK.'nun 465 inci maddesi uyarınca araç malikinden şahsi hak isteminde de bulunmamıştır. Bu dava ise 30.5.1986 tarihinde açılmıştır. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 31.1.1978 tarih ve 3066/497 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, icra takibi sırasında ve diğer itirazlar meyanında zamanaşımı itirazında bulunulmamış olması ise aynı alacak için ilgili hukuk mahkemesinde açılan davada zamanaşımı itirazının yapılmasına engel teşkil etmemektedir.
Açıklanan bu hukuki nedenlere dayanılarak, davalılardan araç işleteni (S.A.) hakkındaki davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerekirken, aksine düşünceyle istemin kabulü cihetine gidilmesi bozma nedeni teşkil etmektedir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda değinilen nedenlerle davalı (S.A.) yararına BOZULMASINA,(....) 5.3.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.